6 Mart 2012 Salı

ALLAHIM , ETRAFTAKİ HACI HOCALARDAN SANA ULAŞAMIYORUM .



Ülkenin gidişatına ilişkin kaygıları taşıyan milyonlar maalesef sadece seyirci kalmakla yetinmekte . 
Herkes ülkenin son gaz kötüye doğru gitdiğini birbirine fısıldamakta . yüksek sesle söylemeye bile çekinmekte .


Atatürk ün  " gençliğe Hitabesin de " bizlere anlatmaya çalıştığı ,fakat bizler tarafından 1923 yılından beri masal zannedilen , karamsar olaylar gerçekleşmekte .

Tüm değerlerini , geleneklerini , sanatı , bilimi adeta dışlamış bu ülkede insanlar adeta geriye dönüp eski karanlık dönemlere gitmek için fırsat kollamakta .
Yeni çağdaş düzene ayak uyduramayan , daha doğrusu İslamiyet in hristiyanlık karşısındaki başarısı karşısında tavır almak için araplaşmayı seçen kişiler gitdikçe  derinleşen tehlikeli sulara girmekteler.


Nasıl bir kafa yapısına sahipler ki çağın tüm güzelliklerinden rahatsızlık duymaktalar . 


4+4+4+ bilmem kaç gibi saçma sapan sistemlerle , kızları tesettüre sokmaya , eve kapamaya  ve " allahın hakkı 3 dür " söyleminden yola çıkarak, dişilerimizi  birer Kuluçka Makinesi haline getirmeye çalışmaktalar .


1923 yılından beri zaten sürekli bir baltalama , geri vitese takma çabaları vardı . Ama bu seferki  "harekat " inanılmaz planlı ve programlı ve korkutucu olmaya başladı .


Sadece bazı kurumlara , değerlere yavaş yavaş saldırı beklerken , tüm değerlere aynı anda savaş açıldı . Her cepheden fütursuzca bir saldırı başladı .  Adamlar freni boşalmış kamyon gibi tapa gaz gidiyorlar ve çarptıkları her yer paramparça oluyor . 


Yıllardır , kötü yönetimlere dalkavukluk yapan basın ve basındaki bazı yalaka liberaller , şimdilerde ricat etmeye başladılar . Ne bok yiyeceklerini , neye inandıklarını da şaşırmış vaziyetteler . Bu ülkeye yaptıkları kötülüklerin altında ezilmekteler . 


Halk zaten salak olduğu için hiçbir şey anlamamakta, hala  " dengelerin yerine oturduğu "  ve " statükoculuğun sona ermek üzere olduğu " inancıyla , TV lerinin karşısında sıkıntılarını unutmaya çalışmakta . 

halbuki dışarıda karanlık yüzlü insanlar  cehaleti , din olgusuyla örgütlemekte buna karşı gelenleri " dinsiz " suçlamasıyla korkutmaktalar . Zaten hiçbir fikri , inancı , kişiliği olmayan kitleler " din " konusu açılınca hemen teslim bayrağını çekmekteler veya  hayati tehlike gördükleri bu konuda susmayı tercih etmekteler . 

İşte " Uyuyan Güzel " masalının yaşandığı bu güzel ülkede ortalık " cennet  ve iman " satan maymunlara kalmıştır.

İnsanların içlerinde yaşaması gereken din olgusunun devlet tarafından " yatırım aracı " gibi kullanılmasıyla beraber harekat son safhasına gelmiştir . 

Ne yapmak gerekiyor sorusuna ise çok basit bir cevap var esasında;   gençlere  "  herkes kendisinin tanrısıdır ve kendi kaderini kendi tayin eder " inancından yola çıkarak  kuvvetli kişilikli  bireyler olmasını öğretmektir . 

Aksi takdirde , otomfilin siperliğinde kutsal kitap , boynunda muska , çantada okunmuş pirinç , ofiste kutsal su , sokak kapısının üstünde bereket duası , fal kafelerde işlerini yola sokmaya çalışan , medyumlarda aile hayatını kurtarmaya çalışan insanlar çoğalırda çoğalır . 

Haa bu arada söylemeyi unuttum , " allah işlerinizde başarılar , evinize huzur , ilişkilerinize samimiyet , tuttuğunuz takıma muvaffakiyet, belinize kuvvet, kafanıza saç  versin inşallah . 

Allah ıslah etsin inşallah . 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder