29 Şubat 2012 Çarşamba

BORSA VE HAMSİYİ KOYDUM TAVAYA ..

Dostlar merhaba.

Biliyorsunuz ki çok uzun yıllardan beri balıkçılığımız can çekişmektedir .
Bizlere okullarda , ülkemizin denizlerle çevrili olduğu ve bu denizlerde balıkçılıkla geçinen milyonlarca insan olduğu söylenirdi . Hatta ve hatta balıkçılığın memleketimiz için çok önemli bir ihraç ürünü olabileceği söylenirdi ..

Bu balıkçılık işi ile uğraşan insan topluluğunun büyük bir kısmının Karadeniz bölgesinde yaşadığı ve avcılıkta çok ehil oldukları anlatılırdı .

Biz bunları karadenizli değilde LAZ olarak bilirdik . Bu vatandaşlarımız hafif uzun burunlu , kavgacı , inatçı ve tutucu ama bu özelliklerinin haricinde çok çalışkan ve akıllı olarak bilinirdi .
Babalarımız ne zaman eve balık getirse hep bu balıkların ne zorluklarla avlandıklarını düşünür avlayanlara minnettar kalırdık .

Aradan çok uzun yıllar geçti ve biz hep etrafımızn denizlerle çevrili olduğunu ve balıkçıklığın çok önemli bir ekonomik geçim kaynağı olduğunu duymaya devam etdik . Ama her nedense günden güne balıkların sayıları azalıp durdu .ve fiyatları ayeş pahası oldu .

Bir gün haberlerde trolcülükle ilgili şikayetler duyduk ve bunun ne kadar zararlı olduğunu anlattılar . yıl 1969. bu geçen süre içerisinde trolcülükle büyük bir savaşa girildiği ve trolcülerin köklerinin kurutulacağı ifade edildi .
Fakat bu uzun burunlu vatandaşların kökleri okadar uzun ve sağlammışki bırakın köklerinin kurutulmasını adamlar Akdeniz e kadar gidip köklerini oralarada salıvermişler .

Gel zaman git zaman hükümetler sürekli atıp tutarken gerekli savaş stratejisi sağlanamadığı için tıolcülük devam etmiş . Bir de buna küçük ve hamile balıkların avlanması eklenince iş tamamıyla sarpa sarmış .
Uzun burunlu hamsilere pardon vatandaşlara gebe balıkları yakalamamaalrı konusunda uyarı yapıldığı zaman çoğu zaman şöyle bir cevap alınmış .
'' tamam da bunlar neredeyse doğurmak üzere daaa , biz doğurtiruk onlari '' .

Eskiden boğazda kamışlarımızla sahilden balık tutardık . Zaten Boğaz da şeyini sallandırsan balık yakalarsın lafı biz sahil balıkçıları sayesinde uydurulmuştur . Eski zamanlarda kamışlarımızı sallandırdığımız zaman bırakın istavriti iğnelerimiz uskumru balığı ile dolardı . Şimdilerde yakaladığınız PANTALON balığı oluyor . tabii oda şanslıysanız .
Çok yazık çok . ne demişler : Kaçan balık büyük olur, kaçamayan ızgara.

Türkiye içsu kaynakları ve denizleri yaklaşık 25 milyon hektar yüzey alanı ile büyük bir su ürünleri yetiştiricilik potansiyeline sahiptir. Ülke genelinde 200 göl, 206 baraj gölü, 953 gölet, 33 akarsu bulunmaktadır
Ama maalesef halkımız kelle başı 8kg balık yiyebilmektedir .

Şöyle bir hesap yapar isek . 1 kg da 60 hamsi olsa 60 x 8 kg = 480 hamsi eder . bunu 365 güne bölün .... ve başlayın gülmeye . Türk insanı hergün 1.3 adet hamsi balığı yiyebiliyor . buna karşılık adam başı 2.5 ekmek götürüyor .
Buna karşılık dünya ortalaması 15kg , Avrupa ortalaması 22 kg . yani denizleri olmayan ülkelerde bile insanlar bizde fazla paluk yemektedir.

Neyseki sonunda kafalar biraz çalışmaya başladı da '' seninki kaç santim '' kampanyası çıktı . şimdi tüm erkek vatandaşlarımız ellerinde mezure ölçüp duruyorlar . böylece belli santim den küçük olanlar moral bozukluğu içerisinde , uygun boyda olanlar gerçek bir gururla kasılmaktalar..
Gerçi atalarım ızın meşhur bir lafı vardır :: akıl boyda değil baştadır .. ne güzel anlatır bu herşeyi bize !!
Diyeceksinizki bu Hamsi konusunun Borsa ile ne ilgisi var ? var var hemde çok var ...
Yazımı bir balık kokulu yarım ekmek arası soğanlı bir atasözü ile bitirmek isterim .
Battı balık yan gider.
Şimdi anlayabildiniz zannederim ..

sevgiyle kalın

27 Şubat 2012 Pazartesi

BANKA NASIL ADAM SOYAR , SOĞANA ÇEVİRİR.

Hepimiz biliriz ki bu bankaların ellerine bir düşmeye görün  !

Sizi kapıda gördükleri andan itibaren ellerini ovuşturmaya başlarlar . 

'' Hoş geldiniz değerli mudimiz , bankamıza hoş geldiniz  , size sahip olmak bizim için büyük onur ''  tantanaları arasında karşılanır ve gerekli departmanlara  yönlendirilirsiniz . 

Ondan sonra gelsin masraflar , pul paraları , harçlar  ve bin çeşit evrak doldurmalar falan filan 

Yani bunlaradan yanlışlıkla kredi talebinde bulunmuşsanız  yanmışsınız,  ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelir .  Analarının sütü olmadığı için biberondan mama emenler için daha acılı ve gazlı  bir süreç gözükmektedir. 

Mesela , ünüversitede okuyan çocuğunuza 100 TL lik ufak bir meblağı göndermek istiyorsunuz  ve bir banka Şubesine gitmeye karar verdiniz . 

Ha ha ha  , işte hayatınızın traji komedyası başlamak üzere .  Kapıyı açar açmaz birden  başınızda zebellah gibi bir güvenlikçi+ mutemet + halkla ilişkiler uzmanı  karışımında bir adam biter . 

-'' hoşgeldiniz beyefendi '' diyerek sizi ufak bir fiş makinesine yönlendirir  ve ''  ben sizin için fişinizi alayım '' diyerek  işe koyulur . Tabii siz merak edersiniz ne fişi diye :

-'' tamam da kardeşim bu ne fişi böyle ?''

- '' efendim size daha iyi hizmet verebilmek amacıyla düzenlediğimiz bir kampanya katılım bedeli ''

-''  ne kampanyası ya , bunun adı resmen ayakbastı parası ''

-'' estağfurullah efendim . Biz onu hizmet bedeli olarak yorumluyoruz '' 

-'' tamam  tamam kaç para bu şey ?''

-'' sadece 1 TL efendim '' 

  Vatandaş bu parayı ödedikten sonra ilerler ve bundan sonraki kontrol bölgesine gelir ve oradada  tatlımı tatlı güleryüzlü bir hanımefendi vatandaşı beklemektedir .

-'' hoşgeldiniz beyefendi , müessesemize onur verdiniz . İşleminiz ne olacaktı acaba ?''

-'' oğluma para göndercem  ,üniversiteye .''

-'' hemen bir sıra numarası alalım size . .. Buyrun efendim , ! TL rica edelim ''

-'' o niye ya ?''

-Efendim şubemiz içerisinde müşterilerimizin işlem sırasını belirlemek amacıyla yaptığımız bir çalışma . Biliyorsunuz aksi takdirde , herkes önce hizmet alabilmek amacıyla kargaşa yaratabiliyor ve sıkıntı doğuyor . ''

-'' hasbinallah hasbinallah , kaç para bu meret para ?

-'' 1 TL efendim . ''

Vatandaş  sinir içerisinde bunu da ödeyerek içeri girer , otutrur sırasını bekler ve sırası gelince elindeki numarayı gösteren banko ya doğru hamle yapar . 

-'' oğluma para göndermek istiyorum hanımefendi ''

-'' nerede okuyor evladımız ?''

-'' Kocaeli  sahil üniversitesinde bilmem ne fakültesinde para yemekle meşgul ''

-'' haha çok şakacısınız , ne kadar bir para göndereceksiniz ?''

-'' 100 TL . yeterde artar o adama . ben dedim  ona oralara gitme diye . ama dinleyen kim ..''

-'' efendim havale ücreti olaral 27 TL yi içindenmi keseyim ayrımı ödeyeceksiniz  ?''

-'' ne 27 lirası ya , neyin içini keseceksiniz ?''

-'' efendim biliyorsunuz online işlemlerde şehir dışı şubelerimize yapacağımız havale ücretleri internet bankacılığının masrafları doğrultusunda ..... ''

-'' ne diyorsunuz siz ya . 100 lire için 27 liramı ödenirmiş , çok bu çok , soygun soygun .''

-'' aman efendim lütfen . isterseniz daha az olsun ''

-'' ne daha az olsun ''

-'' çocuğa göndereceğiniz meblağ ''

-'' lan size ne benim çocuğuma kaç para göndereceğimden . Daha az gönderirsem daha az mı komisyon ödeyeceğim ?''

-'' yoo. aynı bedel efendim 27 lira 
-'' ulan Hüsamettin sana da , senin  okuluna da , seni oraya gönderene de , böyle bankaya da başlarım ben be .   Göndermiyorum para mara . Gider elden veririm daha ucuza gelir ''
-'' efendim isterseniz bankamızın çalıştığı seyahat şirketinden size bir bilet ayırtabilirim ''
-'' *?'^%&()(?^+^%  ''
Eveeet   işte böyle değerli okuyucular . Bu bankalara işiniz düşerse  Papazı buldunuz . 
Adam gibi girer Soğan gibi çıkarsınız .
Devlet Baba dediğiniz koruyucu da daha fazla vergi almak için buna göz yumar ..
Toplu Soygun yani...

22 Şubat 2012 Çarşamba

SİGORTACIM ARADI ,TATLI TATLI KONUŞTU.

 Dostlar bilirsiniz  sigorta hayatımızın değişmez bir parçası  , illahiki bir şeyimizi kazaya belaya karşı sigortalamız gerekiyor .
Yani , '' ben allaha sığınıyorum  o beni kötülüklerden , kem gözlerden korur ''  , demek çok anlamsız oluyor .

Kimse kimseyi korumaz , korumuyor , korumayacak ! 

Depremde onbinlerce ev , apartman yıkılıyor , insanlar ölüyor . Buna mini bebeler de dahil .
Hadi deyinki bina altında kalan büyükler  günahkardı ; ya mini mini bebeler ? Bazı aklı evvellerin söylediği gibi  "onlarda ana rahminde bir bok yemişlerdir " . Buldum ; annelerinin  karınlarına depik atmışlardır . bu günahtır arkadaşlar . Dolayısıyla cezalandırılmışlardır!!!

.Neyse biz konumuza dönelim . Sigorta kendimiz için , evimiz için , otomfilimiz  , işyerimiz  için , tarlamız için çok gereklidir . Bizi felaketlerden koruyacak sigortaları bize sağlayan sigorta şirketlerinin de bunları sırf bizi çok sevdikleri için yapıyorlar zannetmeyin . Onlarda her şirket gibi kar için faaliyetdeler .

Ama !!   takdir edersinizki bunlar normal ticari şirketlerden biraz daha insaflı geçirmeleri lazım değilmi ?!!
Neeerdeee , tam tersi arkadaşların ellerine bir düştünüzmü papazı buldunuz . Deyinki eviniz soyuldu , eşyalar gitti ve sigortacı eve geldi  zabıt tutacak . O kadar çok soru sorarki  , evi soyduğu için değil size bu exper denilen herife mahkum etdiği için hırsıza lanet edersiniz

.Hadi ondan kurtuldunuz . Zabıt varakası ile herifçi çıktı gitti . Daha sonraki safhalarda çalınan eşyaların faturalarından , fişlerinden , hatta ve hatta  garanti kağıtlarından bile mesul tutulursunuz . 10 sene önce almış olduğunuz bir  walkman in faturası yok diye hem fırça yersiniz  hemde ödeme alamazsınız .

 Bu arada sigorta poliçesini  okumaya kalkarsanız ayvayı yediniz . Kutsal Kitap gibi  bir yığın anlaşılması güç madde , kural  , anla anlayabilirsen .

Ama işte o poliçe sizin ölüm fermanınızdır .İçinde sizi idama mahkum edecek , ustaca hazırlanmış  detaylar vardır .MUHAKKAK  o poliçeyi okumaya çalışın . Biliyorum okumayı pek sevmiyorsunuz ama .

.Mesela 2008 yılında Sağlık Poliçesi yaptırdınız . sizden 850 TL prim tahsil etdiler . Bir sevinç bir sevinç sizde ! nasıl olsa sağlığınızı garantiye aldınız diye .
Nahhh  aldınız .

 1 sene sonra prim oldumu 1550 TL .  Aaaaaaa ne oldu ya ? yanlış herhalde !!  Yoooo yanlış filan değil . Telefona sarılıp Müşteri Kazıklı İlişkiler  elemanı nı ararsınız ve serzenişte bulunup  sorarsınız.

 -'' Hanife Hanım yanlış değilmi rakkam ? ''
-'' değil Enis Bey , rakkam doğru . Biraz zam yapmak zorunda kaldık . '

'-'' ohaaa  birazmı ?   %80 zam yapmışsınız  , siz hesapmı bilmiyorsunuz

Hanife Hanım ''O size gayet kibar olduğunu  zannettiği yumuşak bir ses tonuyla , başka şirketlerin 3000 TL  zam yaptıklarını , kendilerinin insaflı olduklarını anlatacaktır . Şimdi sen yıllarca prim ödeyeceksin  , bir gün gelecek  sana '' kusura bakmayın  yaşınızdan dolayı  artık sizi sigortalamamız mümkün değil  ''  diyecekler . Ya da ;  '' bakın efendim sizin yaş riskinizden dolayı priminizi  3000 Tl yaptık '' derler .

 Ne yapacaksınız ??  koca bir hiç . Çünki poliçede sizi kurtarcak tek bir allahın maddesi yok .

Anlayacağınız , sigortacı denilen bu adamlar sağlığınızla , mal güvenliğinizle filan hiç ilgili  değiller , bunu böyle biliniz .60 yaşına geldi diye bazı vatandaşların poliçeleri yenilenmiyor ve kapı önüne bırakılıyor .

 Başka sigorta şirketine gitdiğiniz zaman herşeye yeni baştan başlamanız lazım .
Tabii yepyeni bir Kazıkla .
Siz siz olun, Sağlık sigorta poliçelerinize  önümüzdeki sene ki prim artışını yazıdırın .

Veya şöyle söyleyeyim ;  Boşuna uğraşmayın !!!Geçen sene kedim Hüsamettin'e  yaptırmış olduğum Sağlık Sigortası , ayağı kırılan kedime hasar primi ödemeyi reddetti . Sebeb kimlik kartında anne ve baba adının olmaması . Bundan sonra kedi alırken PİÇ olmamasına dikkat edin , yoksa  sigorta kurallarına uymamış olursunuz .

Şimdi düşünüp duruyorum KUŞU mu !!! nasıl sigorta ettirivecem diye . Babası benim  de annesi ???

İşte 2012 yılında ,Türkiye Yarı ılımlı İslam Cumhuriyetin de  İnsan Haklarının durumu

20 Şubat 2012 Pazartesi

YOYO

 saat 09.30   Başbakan Erdoğan , Sudan kralını Dolmabahçede ağırladı. Kendisine Türkiye nin daima kendisinin arkasında olduğunu , 10-15.000 kişi katledildi diye batı dünyasının kendisine bu kadar olumsuz yaklaşımının doğru olmadığını söyledi.
     
 10.15   Başbakan ABD  Başkanı Obama ile telefonda 15 dakika görüştü .

  11.00  Başbakan İstanbul Ticaret Odası nın ek binasının açılışını yapmak üzere İTO genel merkezindeydi.
     
 12.00  Başbakan öğle namazı için Kasımpaşa daki Yusuf Efendi camisine gitti . Yolda Merhume Fatma Bacı türbesinde fatiha okudu . Halkla beraber dua eden Erdoğan a kucağına verdikleri bebeğin adını koymasını rica etdiler  O da Muhammed koydu.
     
 12.45 Başbakan  Beylikdüzünde yapılacak 26 adet inşaatın açılışını birarada yaptı ve eline aldığı hortumla temele ilk çimentoyu sıktı .

 13.55  Başbakan Ankara ya gitmek üzere geldiği Atatürk havalimanın da  Üniversitelerin özerk olması konusunda çekinceleri olduğunu , bu konu ile ilgili en kısa zamanda bir açıklama yapacağını belirtti .
 Futbol konusunda sorulan bir soruya da " ben bu konuya parmak basacağım ve en kısa sürede bu sorunu çözeceğiz " dedi  ve ekledi  " Yasama yürütmenin yargı ya karışmayarak uygulanmasıdır " .

 15.00 Başbakan Esenboğa dan ayrılırken yaptığı açıklamada  Sanayi rakkamlarının beklenenden iyi geldiğini ve allahın izniyle geçen seneye göre az da olsa %35 lik bir düşüş olduğunu söyledi.

 16.15 . Başbakanlık konutunun kapısından geöçerken kapı fabrikalarının full time çalıştığını vs vs .
     
16.50    Başbakan  Sivil Toplum Kuruluşlarının yetkililerini kabul ederek  maşallah çok iyi çalıştıklarını , kendilerininde bir takım kolaylıklar getireceklerini söyleterek gönüllere su serpti.
     
17.45    Başbakan konutun pencerelerinden birinde can dostu Fransa Cumhurbaşkanı Cüce ile konuşma yaparken aynı zamanda Hayvan Hakları örgütlerinin temsilcileri ile el sıkıştı . Daha sonra ellerini bırakıp getirdikleri dosyaları alarak bu dosyaları Brigitte Bardot a göndermesi için yaverine teslim etti .
     
18.15 Başbakan Üniversite Rektörlerini kabulünde yaptığı konuşmada türban konusunun çözülmesini , müslümanlığın en önemli konusunun saçları ve kılları örtmek olduğunu belirtti.
     
18.45  Başbakan yardımcılarına " lan başka burnumu sokacağım konu yokmu , canım sıkılıyor " dedi .  Yardımcıları   avrupa ya giderken sınırda zorluk çeken TIR larla ilgili görüş beyan edebileceğini söylediler .
     
19.00    Bu konu ile ilgli Bulgaristan Başbakanı nı arayan bizim Başbakan öbür başbakan'a fırçayı kaydı .
     
20.15    Başbakan yaverlerine çimento sektörü ile ilgili konuşmak istediğini söyleyince 2 yaver istifalarını verdi . Başbakan neden olduğunu anlayamadı .
     
21.00 Başbakan 'ın eşi  Erdoğan'a ailesini ihmal ettiği için teessüflerini bildirdi . Başbakan da bu konunun ivedi tartışılması için Pskiatristler Birliğini görüşmeye davet etti .
     
Durum budur . parlemento da sayı 550 diye söyleniyor ama bundan Başbakan'ın haberi yok gibi .
carcara DEVAM ..

HOCAM, ÇİFTLİK BALIĞI YENİR Mİ ? DİNEN CAİZ MİDİR ?

Önce tüm milletimize pardon İlletimize  iyi bir hafta dilerim . Umarım her birşeyler istediğiniz gibi olur , gönlünüz neşe , gözleriniz parıltı , cebiniz dolar dolar . ( bu dolar dolar  tarafımdan icat edilmiş olup , bugünden sonra bunu kullananlar  telif hakkı olarak  1 dolar öder . )

Uzun zamandan beri gündemimizde olan ve çeşitli çevrelerce polemik konusu olan Çiftlik Balıkçılığı bu son GDO tartışmalarından sonra daha da bir önem kazanmış gözüküyor .

Yurdumuzun en kıymeyli halklarından olan ve ellerini attıkları herşeyi , biz en iyisini yaparız deyip , mahveden karadeniz halkı  Balıkçılığa merak sardığından bu yana karadeniz balık nüfusu sürekli azalmış ve bitme noktasına gelmiştir .

Karadeniz de balık bulamayan  ve bazı kimselerin LAZ diye adlandırıdığı bu uzun burunlu , patlak   mavi gözlü   viking , gürcü , pontus rum ve kıyma karışımı  halk , takalarıyla Marmara Denizini keşfetmiş ve oradaki balıklaraı da kısa zamanda Trol ve benzeri icatlarla bitirmiştir.

Bundan sonraki seyahatleri  , '' türk ilk hedefin akdeniz dir '' sözlerinden  ilhamla Akdeniz olmuştur . Tabii  hiç birimize sürpriz gelmeyecek bir şekilde koca akdeniz de balık bırakmamışlardır .

Kendilerine sorarsanız dünyanın an akıllı , çalışkan ve güzel insanlarıdır  ve Türkiye onlar sayesinde sınıf atlamış ve Primatlığa geri dönüş yapma aşamasındadır .

Halkı balıksız bırakmak istemeyen izmir li bir iş adamı Balık Çiftlikleri kurmuş ve milletimizi ..pardon illetimizi doyurmaya başlamıştır .
Ama tartışmalar hiç bitmeyecek gibi  değilmi .??

Bir kısım  aklıevveller çiftliklerin denizi kirlettiğini söyleye dursun bir kısım primat türü de lezzetden , tutunda  balığın genlerinin bozulduğunu ve bu genleri bozuk balıkların biz ari türk halkına yakışmadığına kadar çeşitli yorumlar yapmaktadır .

Genleri bozulmuş balık  Dinimizce de sakıncalımıdır diye merak ettik ve Başabakanlığa bağlı  çok değerli bir Bilim Adamı olan İmam Hüsamettin Efendiye sorduk .
     -''  hocam hayırlı günler , nasılsınız ?* ''
     -''  selamün aleyküm  aziz din kardeşim , sabah şerifleriniz hayır olsun , bismillahirrahmanirrahim , allah-u teala size bize tüm islam alemine sağlık , saıhhat , akıl fikir , iman dolu günler niyaz eylesin  ''
     -''  Hocam  ! acaba iyi akşamlar demiş olsaydım  kimbilir neler söylerdiniz belki de 2 rekat namaza  davet ederdiniz ''
     -''  tövbe tövbe be adam beni günaha sokacaksın . ne diyorsan de abakalım ''
     -''  Hocam çiftlik balığı için genleri değiştirilmiş dolayısıyla allahın emirlerine karşı gelinmiş olunmuyormu diyorlar . ? '' 
    -''  olmaz olurmu evladım ahh ah . Bu insanlar kendileriyle oynadıkları yetmiyormuş gibi bir de hayvanlarla oynamaya başladılar . Geçen gün bir Tavuk gördüm ters koşuyordu !!!! ''
    -'' nasıl yani hocam , tavuk nasıl ters koşar  ''
    -'' sen ne diyorsun evlat , bunlar laboratovarda  tavukları daha hızlı çiftleşsinler diye kesip biçip birbirine yapıştırırken , vitesleri karıştırmışlar galiba . hayvanlar ileri koşmak isterken geri koşmaya başlıyorlarmış .''
    -''  yok artık çüşş be hocam , bu kadar da olurmu !!  ne vitesi hocam ya ??  araba mı bu ? ''
     -''  bak canım aziz kardeşim ; bu hayvanlarda allahın vermiş olduğu beyin teşekkülatında  bir bölge var , hayvan ileri gitmek istediği zaman bunu beynin o bölgesine iletiyor , rabbımın oradaki kofraları harekete geçip ileri vitese takıyor  ''
     -''  evet hocam da  bu tavuklar allah katında zındık sayılmazmı  ? ''
     -'' tabii tabii ama tövbe ederlerse  cennet kapıları onlar içinde açılabilir . ''
     -''  ????????????   evet hocam haklısınız  ;  Hocam bir de şöyle bir sorun var . Çiftlik balıkları için ne diyorsunuz  , onlarında GDO lu olduğu söyleniyor . GDO lu balık yemek caizmi sizce ?
     -''  bak aziz kardeşim , bir kere zavallı balığı denizden alıp Çiftliğe götürürken ona soruyormusun ? yooo . e o zaman demekki hayvanın isteği dışında onu mahkum ediyorsun  , dolayısıyla neyiyle oynarsan oyna  hürriyetini kıstlamış oluyorsun . ''
     -  ''  hocam yani çiftlik balığı yemek caiz midir ? ''
     -''   olurmu hiç olurmu , çiftikten gelen herşey yasak ''
    -'' hocam ineklerde çiftlikten geliyor  ama  ''
    -'' Hz. Musa (as.) Zamanında yaşanan “bakara” olayı bize ne anlatıyor? İneği bilirsiniz. Memelerinden şifalı süt sağdığımız, etinden protein sağladığımız mübarek bir hayvandır. Kurban olarak kesilmesi de makbuldür; kesene, kestirene sevap getirir. ''
      -''  allah razı olsun hocam sağolun varolun .. Sizin oğlanın çocuğu olmuyordu hatırladığım kadarıyla , becerebildilermi ?  bir ara tüp bebek filan deniyorlardı ''
     -''  allah sağlık afiyet versin nur topu gibi bir oğulları oldu ''
     -'' çok sevindim hocam . ya  şu bilim başka şey hocam . Bak şu allahın işine ; sen al spermleri ve yumurtaları koy bir tübün içine biraz kekik kimyon , karıştır , fırına , pişir oldu sana çocuk !!! ''
      -'' tövbe tövbe  çarpılacaksın  aslanım ''
      -''  eeee hocam  siz demedinizmi çiftlik balığı günahtır diye  , şimdi sizin bu çocukta çiftlik çocuğu sayılmazmı ???  Çiftlik de yapılmış Tüp bebek  .''
      -''  bak evladım allah insanları hayvanlardan ayırmış , onlara beyin vermiş  , insanlık için kullanın demiş ''
      -''  ne alakası var hocam şimdi bunun ; oda çiflik hayvanı bu da   , ikisinin genleriyle de oynuyorlar ''
      -'' tövbe tövbe  '' 
      -'' hocam bu  sizin çocuğun karıştığı tüpün içine yanlışlıkla başkasının spermleri karışmış olmasın ? hahahaha''
       -'' lan zındık  gel buraya kaçma gel dedim sana ....çarpılırsın inşallah  mendebur herif ....

Siz siz olun Tüp bebek işlemi sırasında  baştan sona hazır ve nazır olun . Olmaz ya !!  hani bir karışıklık olur  da oğlan komşuya benzerse o zaman yandı gülüm keten helva ..

Sevgiler hepinize . 
     

16 Şubat 2012 Perşembe

HAYDİ ARKADAŞLAR DEĞİŞİME ..

Dostlar hepimiz biliriz ki ara sıra bazı şeyleri yenilemekte fayda vardır .

Bunlar arasında en çok değiştirmek istediğimiz şeyler arasında , eğer erkeksek , tomofil gelir . Erkekler için otomobil olmazsa olmazlardandır.  Onlara bebek gibi davranırı , okşar severiz . Sabahları kalktığımız da pencereden bakar öpücükler göndeririz.  

Şoför koltuğuna oturup da direksiyonu tuttuğumuzda sanki sevgilimizi tutmuş gibi oluruz.  Birdenbire içimizi hoş bir duygu seli kaplar ve kendimize güvenimiz artar . 

Mesela ben direksiyonun arkasına geçince aslan kesilirim , kendimi bir kral gibi hissederim . Hele bir de  tomofil yeni ve pahalı bir makineyse ..

Biz erkekler için değiştirilmesi önemli şeylerden bir taneside sahip olduğumuz kadınları değiştirmek olur . Tabii  bizler bunu hiç kabul etmek istemeyiz ve bu işi yapanların sonradan görme , varoşlarda yaşayan ve pasaklı buldıukları ve parasızlıktan dolayı sürekli söylenen karılarından  kurtulmak isteyen erkekler olduğunu iddia ederiz ama ......

Gerçek böyle değildir !! hepimiz aynı bokun soyuyuz .
Hatta ve hatta : bence kadınlar bile artık aynı şekilde düşünüyorlar. yani biz eskidik diye değiştirmek arzusundalar .  Onun için ümit edelimde karılarımıza  Pilli Miyango filan çıkmasın . Yoksa kendimizi kapının önünde bulabiliriz . 

Bazen karılarımızla bir kavga da şöyle bir tavsiye gelebilir karımızdan ;
    -''  aslanım biz en iyisi biraz ayrı kalalım , sen git kendine bir daire tut , orada yaşa  bir müddet der ;  sende erkeklik ölmedi diye kabul edersin . Akşam eve gelirsiniz , bir  bakarsınızki  kapının önünde karınızın sizin için hazırladığı bir çanta . 

 Dersinizki kendi kendinize  -'' ulan bütün eşyam bumu benim .. bu kadar sene bu evde bu kadar az eşya ilemi yaşadım .. ama artık son gelmiştir .Kadın elindeki en değerli malı yenilemeye karar vermiştir . Kadın ayrılmaya karar vermişse o iş Tamam dır .  sefini...dı end...

Dolayısıyla dostlar , artık zaman değiştiğine göre bizim de politikalarımızı değiştirme zamanı gelmiştir . Karılarımızı değiştirmek gibi bir niyetimiz olsa da bunu hiç bir ortamda gündeme getirmememiz lazım .

 Bu konu kadınları çok gıcık etmektedir ve bu yüzden eline para geçen kadın da aynısını yaparak kadınlarında aynı şeyi yapabileceklerini ispata kalkışmaktadırlar .

Değiştireceğiniz çok şey var ;
eski TV  , yeni  TV
eski  koltuk   ,  yeni koltuk
eski   bardaklar   , yeni bardaklar
eski karakter      , yeni karakter

Ama değiştirmesi  kulağa en çok hoş gelen şey belli değilmi ??   Haydi  kızlar Loto ya ..     

  

15 Şubat 2012 Çarşamba

YUMURTA MI SİYASET TEN ÇIKAR , SİYASET Mİ YUMURTA DAN..


Geçtiğimiz günlerde devlet büyüklerimize  karşı gerçekleştirilen Yumurta saldırılarıyla ilgili olarak tüm yurtta bir araştırma  başlatılmıştır. 
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Zi...ya Özcan, “Ankara Üniversitesi’ne dün akşam yazı göndererek, çok geniş bir soruşturma başlatılmasını talep ettik” dedi.
Böylece dünya üniversite tarihinin en geniş çaplı yumurta soruşturması başlamış bulunuyor.
Kuşkusuz ki üniversite yönetimi böyle bir konuda soruşturma yapacak, bilgi ve elemana sahip değildir.
Çünkü araştırılan Kristof Kolomb’un yumurtası değil. Öyle olsaydı problemi çözmek çok daha kolay olacaktı. Daha önce çözülmüş bir problemi kim çözemez ki?
Elbette ben de yumurta ile ilgili geniş çaplı bir soruşturmayı yönetmek için gerekli donanıma sahip olduğumu söyleyemem. Ama çok polis romanı okudum, soruşturmayı yönetecek olanlar için (çünkü bu “geniş çaplı” bir soruşturma) bazı soru önerilerim olacak.
- Yumurtalar günlük müydü?
- Son zamanlarda moda olan vitamin takviyeli yumurtalardan mıydı?
- Çift sarılı köy yumurtası mıydı, yoksa sıradan çiftlik yumurtası mı?
- Yumurtalar çiğ olarak mı atıldı, yoksa haşlanmış mıydı? Haşlandıysa kaç dakika haşlanmıştı, rafadan mıydı, kayısı mı?
- Öğrenciler bu yumurtalar ile çılbır yapmayı bilmiyorlar mıydı? Bilmiyorlardıysa, hocaları neden öğretmedi?
Bu bir görevi ihmal mi, yoksa öğrenciler ile işbirliği içinde olan asistanlar mı var?
-Bu konuda  öğrencilere karşı tavır almadan Kuran da yumurta ile ilgili bir veya birkaç sure olup olmadığının  ulemalara soruldumu ?
- Ziraat Fakülteleri’nde neden yumurta geliştirme enstitüleri yok? Atıldığında havada bir tüy gibi uçuşmaya başlayacak yumurta neden geliştirilemedi?
- Öğrencilerin devekuşu yumurtasına yönelmeleri nasıl engellenebilir? Devekuşu çiftliklerinin yumurta üretimlerini ve satışlarını kontrol edecek bir mekanizmayı kim kurmalı? Tarım Bakanlığı mı, İçişleri Bakanlığı mı?
- Yumurtalar viyol ambalajları içinde mi alındı, yoksa naylon torbayla mı? Bunların çevreyi kirletmemesi için üniversiteler geri dönüşüm alanları hazırladılar mı?
- Yumurta, menemenin ana girdisi olduğuna göre acaba öğrencilerin yumurta atarak anlatmak istedikleri gizli bir amaçları mı var?    Kubilay’ımı hatırlatmak istediler?    Öyleyse, Ergenekoncuların yumurta üretimi ile ilgili bağlantıları nelerdir ?
İşte bu soruların yanıtlarını bulmak ve Demokrasimizin sağlam temeller üzerine inşaasına yardımcı olmak amacıyla  başlatılan  soruşturmanın en kısa sürede bitirilmesini ulu tanrıdan niyaz eyleriz. 
Selamün aleyküm ...

10 Şubat 2012 Cuma

FENERBAHÇE YE YAPILIRMI BU BEYLER ...

Çok değerli Türk Halkı .

İçinizde bulunduğunuz bu durumu fakr-u zaruret olarak değerlendirmenizi, dolayısıyla 1923 den beri zaten bu durumda olduğumuz cihetle bu konuyu fazla dert etmemenizi rica ederiz.

Diyeceksinizki, durup dururken sen nereden çıktın .

Doğru çok doğru düşünüyorsunuz . Ben hangi durumdan vazife çıkartıp yırtık dondan çıkmaya karar verdim .

Ben Fenerbahçe nin, gizli odaklar tarafından nasıl tuzağa düşürüldüğünü anlatmak için sizlerin 2 dakikanızı rica ediyorum .

Biliyorsunuz , tüm dünyada tanınan , tonlarca avrupa, dünya, kıtalararası şampiyonluklar kazanmış bu  fitbol takımız maalesef  iktidar ve destekçisi olduğu söylenen ve nedense yurt dışında yaşamayı tercih eden Fethullah adlı bir kişi tarafından ele geçirilmeye çalışılmaktadır.

Yurt dışında tezgahlanan bu kumpas Fethullah Efendi'nin CIA yardımlarıyla Sudan Gizli Örgütü ve Suudi Arabistan kaynaklı Kasrul Kavafil Vakfı adlı islamı fonun beraber hareketidir.

Aziz  Amca'nın  Nato ihalelerindeki başarısını kıskanan bazı kesimler , bu yolu tıkamak için çeşitli girişimler yapmışlar ama tüm bu taktikler Fenerbahçe li keskin Neocon lar tarafından sürklase edilmiştir.

Ama bu hareket mosssad'ın istihbarat başarısı ve Belçika Gizli Polis Örgütü " Secours Rouge " un  Türkiye Futbol Federasyonun daki sıkı ilişkileri ile desteklenmiş ve sonunda FB Başkanı hapise gönderilmiştir.

Şükriye Saracoğlu Stadı nın yapımındaki bir takım yolsuzlukların bazı kimsleri rahatsız etdiği ve bu yüzden FB den intikam alma yoluna gittikleri de gelen söylentiler arasında.

Presidan Obama nın bu konu ile ilgili Başbakan a kesin " ele geçirme " talimatı verdiği de gelen dedikodular arasındadır.

Emniyet Birimleri haftalarca oturup FB kulübü ile ilgili tonla çakma görüşmeler düzenlemiş ve FB li yöneticilerin seslerini taklit ederek , konuşmalara gerçek süsü vermişlerdir.

Yukarıdan gelen emirler doğrultusunda  Alman Adenhauer Vakfı , kesin olarak  "Feneri bitirin " talimatını  Mehmet Ali Aydınlar'a  vermiştir.

ve İP çekildi.

Yazık yazık , bu Fenerbahçe ye yapılırmı . Adamlar %100 suçsuz.

Tüm suç Galatasaray da  ve ithalatı serbest bırakan Gümrük Kanunu nu imzalayan Tansu Hanım da.

Tek delikanlı TÜPKAFA çıktı . pes vallahi pes ..

2 dakikanız için çok teşekkürler...

9 Şubat 2012 Perşembe

ADAMA BÖYLE GEÇİRİRLER..

Sayın boşbakanımız RTE göreve başladığı tarih olan 15.mart.2003 tarihinden bugüne kadar geçen süre içerisinde 84 ülkeyi gezdi .
Bu ülkelere giderken yanında götürdüğü gazeteciler ,işadamları , bakanlar üstün vazifeşinaslık göstererek , Türkiye nin yani cennet vatanımızın itibarını arttırmak için inanılmaz çalışmalar yaptılar .

Bihassa bakanlarımızdan birçoğunun, ikili ilişkileri daha da ileri taşıyarak , karşı ülkenin bayan milletvekilleri , bakanları , işkadınlarıyla, memleketin bekası için ciddi yakın markaja girmişlerdir.

Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Hamdullah Gül de , leyleği havada gördüğünden zaar 4 yılda 89 ülkeyi ziyaret ederek , insanlara Türkiye nin ne kadar demokratik, insan haklarına saygılı , dinine bağlı , iktidarın baskısında olmayan bir insanlar topluluğu olduğunu anlatmaya çalıştı .

Uzaylılar , ikisinden de razı olsun .

Bu 2 vatansever insan Çin Seddinden Somali ye , Endonezya dan Cebelitarık'a kadar gezerek bol bol alışveriş yaptılar ..

Ve evet , tüm dünya bizim be kadar kadirşinas insanlar olduğumuzu anladı ve memleketimize her konuda full desteklerini vereceklerini söylediler .

Türk kadını nın ne kadar şık olduğunu , giyiniş tarzlarını çok takdir ettiklerini , erkeklerin BADEM bıyıklarına hayran kaldıklarını , muhalif terbiyesiz gazetecilerin , profesörlerin hapse tıkılmalarının ne kadar haklı olduğunu belirttiler .

Türkiyede ki " demokratik açılımın " mucizelerinden ne kadar memnun olduklarını söylediler .

Kısacası tüm dünyayı gezen devlet büyüklerimiz Fransa Soykırım Yasası meselesinde bu gezip tozduğu ülkelerin insancıklarından beklediği desteği aldımı ??

Aldı da, baba yı aldı galiba .

Demekki neymiş , " Hatice'ye değil Netice'ye " bakacakmışsın .

Hani nerede o desteklemekten bir hal olduğun müslüman arap din kardeşlerin ??

Sen sen ol Atatürk ümüzün laflarını o saksı kafanın bir tarafında sakla , belki arasıra lazım olur , şimdi olduğu gibi ,

"Ne arabın yüzü , ne Şam'ın şekeri " .

Hadi bakalım iktidar yalakası basın , ne yazacaksınız şimdi . Ne oldu o yere göğe sığdıramadığınız iktidarınızın size pompaladığı , " herkes bizi, Yükselen Yıldız Türkiye'yi hayranlıkla seyrediyor " Balon'u .

Patlatırlar balon'u adamın elinde böyle ..

6 Şubat 2012 Pazartesi

FENERBAHÇE HALK CEMAHİRİYESİ masumdur , katil benim anne ...

Biliyorsunuzdur , dünyanın en meşhur takımlarından biridir Fenerbahçe .

Bilhassa Marmara Bölgesinde milyonlarca taraftarı ve seveni vardır . Hele İstanbul, Fenerbahçe fanatikleri ile doludur .

Dünyanın en meşhur futbolcularından olan Maradona kardeşimize " Türkiye de  hangi takımı tanıyorsunuz " sorusu yöneltilmiş .

Maradona nın cevabı " Galatasaray " olmuş .

Mosmor olan spor muhabiri bu sefer " Fenerbahçe yi tanıyormusunuz " diye bir soru yöneltmiş .

Maradona bu soruya sanki merak edermişcesine  " Galatasaray'ın yeni oyuncusu mu " diye sorarak cevap vermiş.

Ama tabii Maradona adlı dünya vatandaşının Fenerbahçe nin başarılarla dolu tarihini bilmediği ortaya çıkıyor .

18 defa Türkiye Ligi Şampiyonluğunun haricinde 4 defa Şampiyonlar ligi , 2 defa UEFA kupası , 1 defa Kıtalararası Şampiyonlukları bulunduğunu bilmiyordu .

Ayrıca 1654 yılında  Manchester City adlı takımı yendiğini de bilmiyordu . yaaa!

Sonracığıma, gene Fenerbahçe nin 2 defa Hasan Tahsin Kupasını kazandığını da kimse ona söylememişti.

Hele hele , eğer birisi çıkıpta bu Dünya Kulübünün her 30 senede bir Türkiye Kupası nı müzesine götürdüğünü söylemiş olsaydı , Maradona'nın bu başarılara  ağzı açık kalırdı .

İngiltere Kraliçesi Elizabeth yengemiz Türkiye ye seyahat etmeden önce  " nereye gideceğini " sorduğunda,  danışmanlarından biri " Fenerbahçe Cumhuriyet'ine  gidiyorsunuz " diye esprili bir cevap vermişti.

Elizabeth Yenge'nin   " buranın başşehri neresi " sorusuna ise cevap " Kurbalığıdere " olmuştu .

En çok kulüp taraftarı Fenerbahçe de . En çok mal satan Fenerbahçe , en iyi stadı olan Fenerbahçe , en güzel renkler Fenerbahçe'nin,  stadı denize en yakın olan Fenerbahçe, en zengin kulüp Fenerbahçe , en şey Fenerbahçe filan falan feşmekan .

Polis'in  kaydettiği telefon konuşmaları SAHTE,  tapeler UYDURMA, Savcının suçlamaları PALAVRA, tüm suçlamalar KURGU .. 

Tüm ülke, UEFA, avrupa kıtasında yaşayan insanlar , İngiltere Kraliçesi hatta ve hatta Papa bile Fenerbahçe den özür dilemeli .

Biraz önce Bursa Gökkuşağı Derneğinden de bir özür aldım, " tüm  Fenerbahçeli meslekdaşlarımızdan özür dileriz "  diye devam ediyordu .

Oldu canım , kabul edildi ama bayağıda kırdınız meslekdaşlarınızı ..

Ben hakimim Masum Bey ..