6 Kasım 2012 Salı

RADYASYON VE ERKEKLERE FAYDALARI ..


Belki biliyorsunuzdur, doğadaki gerek her türlü  ürünler gerekse doğadaki çeşitli olaylar, sürekli  bir çeşit zararlı ışınlar yayıyor.
Cep telefonları’nın yaydığı radyasyonlu dalgalar konusunda yıllarca uyarılıyoruz .
Kimi bilim adamına gore Röntgen cihazı bile cep telefonlarından daha az radyasyon yayıyor
Demekki, bundan sonra ufak bir röntgen cihazı alacağız, hem röntgen çekip  hem konuşacağız  dermişim .
Gerçi hepinizin bilmediği bir konu var . Sabahtan akşama kadar dizi seyredip, radyasyonlu cep telefonlarınızla çan çun ederseniz , tabiiki bir boktan haberiniz olmaz . öyle tın tın olursunuz işte ..
Bir kere elektromanyetik  dalgalar ile radyasyon arasında fark vardır . Ama siz  cahiller bu ikisini hep karıştırıyorsunuz . Bir çok deyimi karıştırdığınız gibi . Mesela ‘’ teşbihte hata olmaz “ yerine “ temsilde hata olmaz ‘’ veya “ tesbihte hata olmaz “ denildiği gibi .
Her madde ve cihaz etrafına belirli oranlarda enerji bırakır . Bunlar radyasyon değildir .
Dünya Sağlık Örgütü tarafından cep telefonlarının  2B risk grubuna alındığını söylüyorum .
Bu 2B grubu içerisinde , şimdi dikkatli durum , Turşu ve kahve de var . Var ama, tabii sizin de bir küp turşu yiyeceğinizi  beklemiyoruz . Eğer yerseniz , çöp tenekenizi pardon midenizi bozarsınız .
Veyahutta oturup 15 fincan, eğer kıroysanız bardak,  kahve içerseniz, cep telefonundan aldığınız elektromanyetik dalgadan daha fazla zarar görürsünüz.
Veya TV de saatlerce siyasetçileri seyrederseniz manyak olursunuz . Gerçi bir değişiklik olmaz ama !
Sonracığıma, cep telefonundan aldığınız zararlı dalgaların etkisini azaltabilmeniz için alınacak önlemler belli . Kulaklık kullanın , jep telefonunuzu kulağınızdan uzak tutun , aranıza bir parmak koyun , genital bölgenizde tutmayın  yoksa kuş ötmez filan falan gibi önlemler alabiliyorsunuz .
Ama yemeye ,içmeye bir çözüm getirmiyor bilim adamları pardon insanları .( yaa güzel arkadaşlar bu '' Bilim insanı '' lafına da fena takıldım vallahi . Kaç tane bilim karısı gördünüz yada duydunuz ? )
Şu cinsel eşitlik diye diye tüm erkekleri nonoş yapacak bunlar . Galiba erkekler konusunda gizli bir plan yürütmeye konuldu. Dikkat edelim lütfen . 
Dolayısıyla bırakın sürekli kabuslar görmeyi,  her şeyi  kararında yapın . Ne saatlerce telefon ile boş boş konuşun, ne de öküzler gibi bir oturuşta 2 porsiyon mantı veya bir paket çiğdem çekirdek yiyin .
İnsan olun insan.. Adamı hasta etmeyin.   

1 Kasım 2012 Perşembe

Türkiye layikdir layik kalacak.

Kalır mı kalmaz mı bilmem ama gidişatın ben iç açıcı olduğunu söylemek,bütün gün botların içinde gezen ayaklarım kokmuyor demek kadar yalan olur.

Derler ki  ayaklar baş başlar ayak oldu . Olur tabii, neden olmasın . Ayakların canı yokmukine baş olmak istemesinler.

Başlar da yukarılarda gezmekten sıkıntı duyarlar, ve monotonluğun, rahatlığın verdiği sıkıntı ile ayak oluverirler .

Gerçi daha sonra bundan pişman olurlar ama, o zaman da iş işten geçmiş olur. Eski ayaklara , yeni başlara hizmete başlarlar.

Dolayısıyla neymiş; kazançlarının değerini bilip, onlara sahip çıkacakmışsın.

Elindekilerin değerini iyi anlayacakmışsın .

Bugün neyim demeyecekmişsin, yarın ne olabilirim diyecekmişsin .

Sana verilen değerlerin en önemlisinin laiklik, kitlelerin teleffuzuyla "layiklik " olduğunu unuttuğun anda başına neler gelebileceğini, komşu ülkelere bakarak görebilirsin .

Tabii seni enterese ediyorsa.

Diyeceksin ki, 1923 den beri ne yapılmış ki şimdi bana yükleniyorsunuz .

Bak genç kardeşim, çok haklısın 89 seneden beri demokrasi yi oturtmak konusunda bir adım yol alınmamış. Alınan patikalar ise çok taşlı olduğu için yürümekte zorluk çekilmiş.

Bu taşlı yolda gidenler, bu yolu düzeltmek konusunda çaba harcamadıkları gibi üzrinde yürüdükleri taşları çalmışlar. Çaldıkları yetmiyormuş gibi başkalarına da çalmaları konusunda gerekli düzenlemeleri yapmışlar .

Kısacası 89 yıl çalmışız , çırpmışız.

Derken bir takım  adamlar, hilafet devleti peşinde koşan, kendilerini ilahlara adayan bazı adamlar gelmiş ve kendi kurallarını koymaya başlamışlar .

Bunlara set çekecek olan kişilerden bazıları sabahtan akşama kadar dizi seyredenler, bazıları talebe tabelası taşıyan ve sabahtan akşama kadar sms mesajı göndermekten başka işe yaramayan, bazıları da " üç günlük ömrüm kaldı, bana dokunmayan yılanın doğum günü kutlu olsun " diyen vatandaşlardır.

Tabii bir de  "her türk hırsız doğar" gerçeğini göz ardı etmememiz gerekmektedir.

Kısacası söyleyecek bir kamyon şey var .

Biz hala kendi aramızda amip gibi bölünmekte devam etmekteyiz. Atamızın partisi diye lanse edilen CHP ise kurultay yapmaktan ve hizipçilikten politika yapacak durumda değildir.

Bizi kurtaracağını düşündüğümüz kişiler ise sanki  "terliksi hayvanlar " .

Yüksek irtifadaki köşk de çekilen harika resime bakınız, selam çakınız .

Geçmiş olsun.

Aptal başın cezasını çocukları çeker.

Neyse ki çocuklarımızın oyalanacağı ı-phone, ı-pad gibi ürünler var da, zavallılar üzüntülerini bir nebze olsun unutuyorlar.

Yaşasın halkların salaklığı.