16 Eylül 2012 Pazar

PARLAYAN YILDIZ TÜRKİYE DE AİLE İLİŞKİLERİ NE DURUMDADIR DERSİNİZ .


Böyük Türkiye de geçenlerde yapılan ve aile yapısını inceleyen kapsamlı anket sonuçları bir çok gerçeği ortaya koymuştur . 

Bu gerçeklerle yüzleşmeye hazırmısınız ? 

Bence bu yazıyı hiç okumayın . utanç duyabilirsiniz . gerçi  " yüzümüz ayakkabı köselesi gibi "  diyebilirsiniz  ama genede anket sonuçları sizi rahatsız edebilir . 

Tabii biraz utanma sıkılma duyguları kaldıysa . 

" kaldı " diyenlerden özürler dilerim . " efendim ? " diyenlere sevgiler .

Ailelerin %93,8 i hiç gece kulübü , bar gibi yerlere gitmediklerini beyan etmişler . Bu gayet normal . Adamların cebinde paramı var ki gece kulübüne gidip soyulsunlar . 

Gerçi bu insanların ceplerine para koysan da gitmezler . Onun yerine " ay çekirdeği " alıp TV nin karşısında mallar gibi dizi seyretmeyi tercih ederler. 

Geçenlerde bir arkadaşın( A+) evine davetliydim. kapıdan girer girmez karısı lütfen ayağa kalkıp " hoşgeldin, bize 45 dakika müsaade et , bizim dizimiz var " dedi.  " peki " ben bir kenarda oturur sizi seyrederim " dedim .  Hiç üzerlerine alınmadılar . 

Çüşşşş artıkın be . 

Gene bu araştırmada erkelerin büyük bir çoğunluğu  " kadınların  bakire olmasını "  , kadınların ise  " erkeklerin paralı olmasını "  tercih etdikleri ortaya çıkmış.

İşte budur;  kadın dediğin başka el değmemiş, paketi açılmamış çikolata gibi olmalı .
Ne o öyle paketi açılmış, dokunulmuş çikolatayı ne yapalım biz . 

Bize, genlerimizin gereği olan kanlı bir ilk gece lazım .Kan lazım kan .

Ankete katılan ailelerin %80'i birlikte hiç tiyatro ve sinemaya gitmediklerini , %64 üde hiç tatile gitmediklerini belirtmişler . 

Aile yapısına bak hizaya gel . Beraber tek yaptıkları , hiç konuşmak zorunda olmadıkları zaman olan TV de dizi seyretmek .

Bu şartlar altında, anketin ortaya çıkardığı sonuç ; boşanmaların büyük bir kısmının ilgisizlik ve sorumsuzluktan dolayı vuku bulduğu . 

Hahahaha kadın nasıl ilgilensin adamla,  " o suratsız adam Bihter'i ha düzdü ha düzecek ".
Bırakıp kocasıyla ilgilense Bihter becerilmiş olacak, güzelim icraat kaçmış olacak . 

Kısacası durum bir hayli kötü . Böyle aile olacağına olmasın daha iyi diyenlerin oranı %76.

Ne dans , ne kültür ve sanat faaliyetleri, ne beraber gezme tozma , ne sohbet, ne de  adam gibi seks .

Ne hobileri var , ne okurlar, ne çocuklarını eğitecek vakitleri var . Ama  allah için nüfusun  %98 i dini bütün olduğunu söylüyor .

Yeter de artar kardeşim , daha neye gerek var . Allah inanana yardım eder. 

Bakın, mukaddes kitaplar da KDV de 1 e düştü. Hepiniz çocuklarınıza birer mukaddes kitap alın , ilim irfan sahibi olsunlar . 

Çocuklar tek başlarına, sms göndererek büyüyorlar. Daha fazla kontür yükleyin çocuklarınıza .Yavrularınızı kontürsüz bırakmayın . Kontür onların yakıtı . 

Ayrılın bence.

Sizce ?

13 Eylül 2012 Perşembe

BABA BENİM PİPİMİ NEDEN KESİYORSUNUZ , BEN SİZE NE YAPTIM ?


Bildiğiniz üzere , biz erkeklerin ciddi bir sorunudur sünnet .

Belli yaşa gelince daha önceki erkekler gibi sıra size de gelir ve hooppp yat bıçak altına .

Şimdi diyeceksiniz ki  " sen ne şikayet edip duruyorsun arkadaş, nedir senin derdin ?"

Benim bir sıkıntım yok . Tam tersi şekil olarak .çok daha estetik oldu . Benim sıkıntım yok da bir sorum var;

 " Bu tanrı bizi bu kadar mükemmel yaratmış da çükümüzü mü yanlış yaratmış acaba . Nasıl  bu kadar önemli bir uzvumuzu dikkatsizce imal etmiş, anlamak mümkün değil  ".

Din ulemalarımıza sorduğunuz zaman , büyük bir kısmı sünnetin dini bir vazife olduğunu , bir kısmı ise peygamberin emri veya tavsiyesi olduğunu söyler.

Bunlar sadece bir yığın saçmalık .Hemide çok böyük bir saçmalık .

Yahu kardeşim tanrının kainatı , canlıları nasıl mükemmel bir şekilde yarattığını söyler durursunuz . Bu kadar mükemmel yaratılan bu insan denen canlı türün de  "pipi " mi hatalı olmuş yani.

Neymiş daha sağlıklı imiş . Kardeşim pis hissediyorsan her akşam her sabah duş yap. Şeyini temiz tut , mikrop kapacağın deliklere , oraya buraya sokma şeyini .

Kaç milyar hristiyan , budist ve hindu sünnetsiz ve gayet sağlıklı bir şekilde yaşıyorlar.

Çük hastalığından ölen kimseye rastlamadım şimdiye kadar .

Ama tabii alın elinize Kuran'ı okuyun . Yarısından fazlası yahudilerle ilgili . Böyle saçma sapan adetleri de ilk çıkaran yahudilerdir. Müslümanlar da onlardan çalıp , uygulamaya başlamışlar .

" Yat oğlum , bak amca hemen ucunda azıcık alıverecek , kanamıcak bile "
-" tamam da neden kesiyorsunuz ben memnunum çükümden "

Olmaz aslanım  olmaz , kesilecek emir büyük yerden  . Sen uzat çükünü  bak iş bitince ne güzel olacak .

İşte ilkel gelenekler , batıl inançların din ile harmanlanması sonucu  İslam ülkelerinde harika rejimler ortaya çıkar . Ve insanlar sürekli bir şeyler üretirler , tanrılarına yağcılık olsun diye .

Benden söylemesi , Çüklerimiz hatalıdır ve düzeltilmelidir. . Bak ben estetik yaptırdım , kalem gibi oldu :-)))

Ben hakimim masum bey ..


6 Eylül 2012 Perşembe

TANRI MI BİZİ YARATTI , YOKSA SUPANGLEMİ FOTON KUŞAĞINA GİRMEK ÜZERE ..

" Astronomi ve astro fizik ile uğraşmayan , dolayısıyla FOTON KUŞAĞI konusunda anlatılanları özümlemekte zorluk çeken arkadaşlarımız için , bu konuyu gayet basit bir şekilde izah edip , telaş edilmemesi gerektiğini anlatmaya çalıştım . 
Uma
rım , yaşadığımız evrende böyle olayların olabileceğini , endişelenmenin yersiz olduğuna sizi ikna edebilirim . "

Foton kuşağı ilk kez ingiliz astronom Edmund Halley (1656-1742) yılında Pleiades takımyıldızlarını kuşatan gazımsı bir kuşak olarak gözlendi (Halley kuyruklu yıldızını da keşfeden astronom). Fredrick Wilhelm Bessel ise foton kuşağının dönüş hızını keşfetti (herbir yüzyılda 5.5 derece saniye).

Jose Comas Sol Pleiades takımyıldızındaki güneş sistemlerini keşfetti. Paul Otto Hesse foton kuşağının kalınlığını saptadı (2000 ışık yılı).

Güneş sistemimiz her 25.860 yılda bir Pleiades çevresinde bir tur dönmektedir. Yani, yaklaşık olarak her 12.500 yılda bir güneş sistemimiz bu foton kuşağının içine girer. Güneş sistemimizin foton kuşağının içindeki yolculuğu 2000 sene kadar sürer. Yani, foton kuşağından çıktıktan sonra tekrar foton kuşağına girmek için 10.500 yıl geçmektedir.Kısacası Güneş Sistemimizin Pleiadesin merkez güneşi olan Alcione’nin etrafındaki dönüşü 4 evreden ibarettir 10500 yıllık period lar karanlık devreler , 2000 yıllık evreler ise aydınlık olarak gerçekleşmektedir. Bu devrelerin alt devreleri de vardır ama üst devre 206 milyon yıl sürer.

İşte biz 21.Aralık.2012 günü 2000 yıllık devreye gireceğiz . Bu canlılar için harika bir değişim olacak .

Yüksek enerjili fotonlardan oluşan büyük bir kuşak. 2012 yılında güneş sistemimiz tüm gezegenleri ile birlikte bu kuşağa girdiğinde dünyamızın ozon deliği onarılacak ve tüm yaşam 3. boyuttan 5. boyuta geçecek. İnsanların 2 sarmallı DNA'ları ikişerli olarak biraraya gelip 12 sarmallı bir DNA'ya sahip olacaklar.

Bu olay sırasında tüm insanların chakra'ları açılacak ve duyuları ve algılamaları artacak. Herkes birbirinin düşüncesini okuyabilecek. Bu ilk önce kısa süren bir kaosa neden olacak fakat daha sonra herkes bir düşünce birliği halinde bir araya gelerek, önyargının, yalanın ve kötü düşüncelerin olmadığı bir ortama geçilecek. İnsanlar birbirinin auralarını görebilecekler. 12 sarmallı DNA'ya geçiş sonrası insanlarda hiçbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyileştirebilecekler

. Ölüm olayı ise fiziksel dünya'da kalmaktan vazgeçip başka bir boyuta geçmeye karar verme şeklinde olacak. Yani, dünya'da geri kalanlar (kalmayı seçenler) ölmeye (başka boyut gitmeye) karar verenlerin ortadan bir anda kaybolduğunu görecekler.
Fiziksel dünyamızda kalmayı seçen insanların ışık bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen ışıklı dünyada çok güzel vakit geçirecekler. Fiziksel olarak 2000 yıl sürecek olan bu olay sonrasında foton kuşağı güneş sistemimizi terkedecek.

Aşağıda okuyacağınız evreler bu kuşağa girişimizde olası gelişmeleri basit bir şekilde izah etmektedir. Bu olayların aynen bu şekilde gelişmeme ihtimali de vardır . Tüm bu gelişmeler NASA ve tüm astronomların Evren ile şimdiye kadar yaşadıkları tecrübelere dayanılarak tahmin yoluyla belirlenmiştir.

1.gün Foton Kuşağı’nın ilk evresi olan ve SIFIR BÖLGE diye tabir edilen bu bölge madde ve madde parçacıklarının Proton parçalarını oluşturmak için çarpıştıkları ve Pleiades in elektromanyetik etkisinin etkisiz olduğu bir alandır .
Bu bölgeye girişte bilinçlik seviyemiz açılacak ve evrene farklı bir açıdan bakmamız mümkün olacak,
tüm canlıların beden tipleri değişme ihtimali, dna yapılarında değişim , hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık.

2. gün: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu)

3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.

5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).

Kısaca, foton kuşağı dünya'daki tüm yaşam için çok büyük bir faydası olan, yüksek enerjili fotonlardan oluşan devasa bir kemer.

Bu dönemde evrende yaşayan diğer canlılarla bağlantı kurabileceğiz .

Önemli bir husus elektrikli hiçbir aygıtın ise foton kuşağına girildikten sonra hiçbir şekilde çalışmaması. 2000 yıl boyunca sürecek olan safhada elektrik enerjisi ile çalışacak araca ihtiyaçta olmayacak zaten. Çünkü süperbilinç halinde olma hali ve foton enerjisi kullanabilecek teknoloji ile elektrik enerjisini kullanmaya ihtiyacımız olmayacak.

Foton kuşağı (Photon Belt) konusunda daha detaylı bilgi için Virginia Essene'nin "Galaktik İnsan" kitabını tavsiye edebilirim.

Sonuç olarak , insanların bu evreye giriş konusunda tedirgin olmalarını gerektirecek ölümcül durumlar baş göstermeyecek , tam tersi canlılar için yepyeni bir başlangıç olacaktır.

Bu olaya mizahi olarak bakabilen kişilerden biri olarak size şunu söyleyebilirim . Umarım yeni dönem GALATASARAY için hayırlı olur .

Bu arada Tanrı ile temas kurma şansımızın olduğu da iddia edilmekte :-)

4 Eylül 2012 Salı

BİR KULAĞIM AĞRIYOR Kİ SORMAYIN .


Vatandaşlarımızdan bir tanesinin çok ender görülen bir hastalıktan muzdarip olduğu ilgililerce açıklandı .

Bu hastalık genelde çok dua edip , çok yalan söyleyenlerde oluşurmuş.

Bu vatandaş hastalanınca , bar bar bağırıp karısını çağırmaya , kafasını tokatlamaya başlamıştı.

-" hayruş hayruş , ay çok kötüyüm ne olur koş koş , gel buraya "

Hayruş mutfakda dır ve bulaşık makinesine bardakları yerleştirmektedir. Abduş'un sesini duyunca hemen bardakları bırakıp , yatak odasına doğru seyirir.

-" ne oldu Abduş'um ne oldu , ne bağırıp duruyorsun ? "
Yataktan doğrulmaya çalışan Abduş , aynı zamanda inlemeye devam etmektedir.
-" çok kulağım ağrıyor , ne oldu acaba , ölecekmiyim ne "
-" ağzından yel alsın , göster bakayım tam neresi ağrıyor . "
-" içi içi "
-" tamamda Abduş'un içinin neresi "
-" bak tam şu rabbimin yarattığı kulağın içine doğru bak , kesin görürsün kızaran ağrıyan yeri "
-" Abduş um ağrıyan yer gözükmez kuzum , dur ben sana sıcak havlu yapayım "
Abduş , sanki bir tarafına basılmış gibi canhıraş bir çığlık atarak  -" hayır hayır kulağım yanar " diye bağırır.

Hayruş , bir anne , bir hemşire edasıyla , türbanını düzelterek , -" Abduş um ben en iyisi gazeteyi huni yapıp , sokayım , sonrada yakarız "
-" oha be ne diye huni sokayorsun ayol , fantezinin sırasımı şeker "
-" bak ya düşündüğü şeye bak benim çapkın kocacığımın . Ayol eskiden gazeteyi huni yapar da adamın kulağına sokarlardı , öbür ucunu da yakarlardı . Sonra da içeriye doğru üflerler i böylece sıcak hava kulağa dolar  ve ağrıyan yeri tedavi ederdi . Hatırlamadın mı ? "
-" hayır hayır , bizde öyle şey yapmazlardı . Komşumuz imamı çağırıp  okuyup üfletirlerdi . Herifçi bir de şak diye tükürürdü kulağa . "

-" ee tabii o da eminim faydalı olur , olmaz mı hiç , adam tanrıya yakarıyor , kulağın iyi olması için " .
-" tamam da nedense hiç bir zaman iyi gelmedi , galiba o sıralar allahım beni sevmiyordu . Galiba kötü ve günahkar bir çocuktum  "

-" ama bak şimdi seni çok seviyor , başkan bile yaptı , çok şükür "

-" Hayruş'cum , benim kulağım çok acıyor , ben müsamereye gitmekten vazgeçecem galiba "

-" tamam ponçik'im benim tamam gitme , zaten seni görmeye de çok meraklı değillerdir , bırak Tayyare yi görsünler "

-" oldu canım sen bana en iyisi huniyi sok "

Abduş kardeşimiz , duyduğuma göre hala hastaymış .

Kesin nazar değdi nazar .

 Üflemek isteyen varsa haber versin .

3 Eylül 2012 Pazartesi

UÇAĞI GALİBA BABAM DÜŞÜRDÜ..

 Uçağımız düşürüldü. İktidardakilere ve onların yalakalarına sorduk .Aldığımız cevaplar şöyleydi.

-" efendim ? "

-" soruyu bir daha tekrar edermisniz ? "

-" hangi uçakdı o ?"

-" uçakmı düştü? "

-"  vallahi bu konuda söyleyecek çok şey var ama şimdi sırası değil "

-" sen neden bu konuya taktın "

- sana ne kardeşim uçak senin mi "

-" devlet büyüklerimizin bir bildiği vardır "

-" hıı uçak mı , bilmem herhalde araştırıyorlardır "

-" her işte bir hayır vardır , allahın dediği olur "

-" siz muhalefet sürekli başbakan'a taktınız kafayı , adam mı düşürdü uçağı ya "

-" kardeşim Baykal değilmiydi sekreteriyle yakalanan naber "

-" uçağın parçalarını çıkartmışlardı ,öyle değil mi , yoksa çıkartmadılar mı ? "

-" bak kardeşim  o düştü dediğin uçak belki de düşmemiştir. Sen nerden biliyorsun o uçağın düştüğünü , belki de sizin basın uydurmuştur. "

Bu ülkede son yıllarda güzel takım elbiseleriyle toplantılar yapan Sivil Toplum Kuruluşları STK ların allı şallı yöneticileri seslerini kestiler , " korku boku selanik "  durumları mevcut . Bir yığın ODA başkanı ve üyeleri tırsmış oturuyor , ilk 500 firmayı açıklamayla meşguller .

Sendikalar ise tamamiyle satılmış . İşçileri, memurları nasıl yolsak diye uğraşıyorlar . Bursa daki Gökkuşağı Derneği bile daha fazla ses çıkartıyor . Bizimkiler tam nonoş.

Muhalefet partilerinden CHP  kurultay ayarlamakla meşgul , bu konu onları ilgilendirmiyor .  MHP zaten AKP nin  " koltuk değneği " olmuş , başkanlarını evlendirmek için kadın aramakla meşgul . Geri kalanlar da senet tahsilati ile meşgul.

Halk zaten " uyuyan güzeller  "  gibi., ellerinde cep telefonları sms göndermekle ve dizi seyretmekle meşgul .

Durum budur . Olan 2 pilotumuza olmuştur .

Bu sadece bir başlangıç , Türkiye  " gerileme " devrine girmiştir.

Hepimize hayırlı olsun ..  " Allahın dediği olur " diyormuşsunuz gibi geldi.

Doğru doğru . DEVAM..

1 Eylül 2012 Cumartesi

BORSA DEĞİL SANKİ GRUP SEX FİLMİ.


Borsada hiç işlem yaptınız mı bilmiyorum ama eğer bir gün vaktiniz olursa bir seans salonunda biraz vakit geçirmenizi tavsiye ederim.

İnanılmaz hoş bir vakit geçireceksiniz. Tiyatrodabir komedi oyunu seyretseniz bu kadar eğlenemezsiniz.

Hem oyuncular hemde oyunun senaryosu ve senaryo içindeki benzetmeler tam bir eğlence .

Bir masanın etrafında oturmuş bir yığın insan , hepsinin bakışlarını diktiği ekranlar ve onların küfürlerini , şikayetlerine katlanmak zorunda olan hafiften arıza bir DEALER , yani seansı idare eden balataları sıyırmış bir kişilik .

Bu salonda muhakkak kendini diğerlerinden üstün zanneden ve sürekli olan bitenden diğer müşterileri haberdar etme görevini üstlenen bir iki kişi bulunur .

Daha doğrusu zaman içerisinde hemen herkes yorum ustası haline gelir . Borsa seanslarında buna " Piyasa Kurdu " denir.

Bu vatandaş , kaybetmekten dolayı kendini diğerlerinden daha tecrübeli zanneder ve sürekli nasihatler edip , diğer kurbanları yönlendirir.

Borsa deyimleri de sanki bir seks filmi senaryosunu andırır . Her hareketi bir pozisyonla bağdaştırabilirsiniz.

Bir kağıtda (hisse senedi )  bir hareket olacağı zaman hemen yorumlar başlar  ; Her kağıdın bir sahibi vardır , yani bu kağıda spekülatif hareketler yaptıran bir kişi yada kişiler vardır.

-" şimdi kalkacak beyler"  .
-"  nereden anladın  baba "
-" bak ufak ufak dokunmaya başladılar , şimdi kaldırırlar , biraz kaldırırlar , işleri bitince indirirler ! "
-" nasıl yani ??
-" bu işler böyle aslanım "
-" ne yapalım baba , bizde girelim mi "
-" fazla korkutmadan ufak ufak girin sizde "
-" büyük olursa ne olur "
-" görürsünüz o zaman kafanıza çakarlar malı "
-" oha be usta "
-" yaa bu işler böyledir aslanım "

Usta nın dediği gibi sipekülatör  kağıdı  iki üç kademe yukarıya götürür . Usta tekrar sallamaya başlar .
-" şimdi  verecekler "
-" neyi baba ? "
-"  neyi olacak mala patlatacaklar "
-" nasıl usta ya ? "
-" yani herkesin eline verecek adam ! "
-" usta bu iş biraz beni aşmaya başladı , elime verenler , kafama şeyiyle patlatanlar , dokunduranlar , bu iş bende telaş yaptı "
-" bak aslanım sen telaş etme o elindeki kağıdı eline verecekler zannedeceksin ama esasında onlar dibe değdirip tekrar yukarı vuracaklar ".
-" tamam da ağbicim ben ne yapcam şimdi ? "
-" lan aslanım benim sana tavsiyem , tabii arzu edersen , " AL "  ve  " TUT "  "
-" yok artık , ayıp olmuyormu ağbi  , bu ne ya , burası borsa mı usta ?"

-" evet burası borsa , kim kime korsa ! "


Bence de öyle , hatta  İMKB İstanbul Manipülatörler ve Kumarbazlar Birliği .

Burada geleceğe dönük yatırım yapılıyor diyen olursa , benden söylemesi  öyle bir şey olmuyor .
Direk Tecavüz .....!!!!