29 Nisan 2011 Cuma

Yumurtanın iktidar kavgası ..

Geçtiğimiz günlerde devlet büyüklerimize  karşı gerçekleştirilen Yumurta saldırılarıyla ilgili olarak tüm yurtta bir araştırma  başlatılmıştır. 
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Zi...ya Özcan, “Ankara Üniversitesi’ne dün akşam yazı göndererek, çok geniş bir soruşturma başlatılmasını talep ettik” dedi.
Böylece dünya üniversite tarihinin en geniş çaplı yumurta soruşturması başlamış bulunuyor.
Kuşkusuz ki üniversite yönetimi böyle bir konuda soruşturma yapacak, bilgi ve elemana sahip değildir.
Çünkü araştırılan Kristof Kolomb’un yumurtası değil. Öyle olsaydı problemi çözmek çok daha kolay olacaktı. Daha önce çözülmüş bir problemi kim çözemez ki?
Elbette ben de yumurta ile ilgili geniş çaplı bir soruşturmayı yönetmek için gerekli donanıma sahip olduğumu söyleyemem. Ama çok polis romanı okudum, soruşturmayı yönetecek olanlar için (çünkü bu “geniş çaplı” bir soruşturma) bazı soru önerilerim olacak.
- Yumurtalar günlük müydü?
- Son zamanlarda moda olan vitamin takviyeli yumurtalardan mıydı?
- Çift sarılı köy yumurtası mıydı, yoksa sıradan çiftlik yumurtası mı?
- Yumurtalar çiğ olarak mı atıldı, yoksa haşlanmış mıydı? Haşlandıysa kaç dakika haşlanmıştı, rafadan mıydı, kayısı mı?
- Öğrenciler bu yumurtalar ile çılbır yapmayı bilmiyorlar mıydı? Bilmiyorlardıysa, hocaları neden öğretmedi?
Bu bir görevi ihmal mi, yoksa öğrenciler ile işbirliği içinde olan asistanlar mı var?
-Bu konuda  öğrencilere karşı tavır almadan Kuran da yumurta ile ilgili bir veya birkaç sure olup olmadığının  ulemalara soruldumu ?
- Ziraat Fakülteleri’nde neden yumurta geliştirme enstitüleri yok? Atıldığında havada bir tüy gibi uçuşmaya başlayacak yumurta neden geliştirilemedi?
- Öğrencilerin devekuşu yumurtasına yönelmeleri nasıl engellenebilir? Devekuşu çiftliklerinin yumurta üretimlerini ve satışlarını kontrol edecek bir mekanizmayı kim kurmalı? Tarım Bakanlığı mı, İçişleri Bakanlığı mı?
- Yumurtalar viyol ambalajları içinde mi alındı, yoksa naylon torbayla mı? Bunların çevreyi kirletmemesi için üniversiteler geri dönüşüm alanları hazırladılar mı?
- Yumurta, menemenin ana girdisi olduğuna göre acaba öğrencilerin yumurta atarak anlatmak istedikleri gizli bir amaçları mı var? Kubilay’ımı hatırlatmak istediler? Öyleyse, Ergenekoncuların yumurta üretimi ile ilgili bağlantıları nelerdir ?
İşte bu soruların yanıtlarını bulmak ve Demiokrasimizin sağlam temeller üzerine inşaasına yardımcı olmak amacıyla  başlatılan  soruşturmanın en kısa sürede bitirlmesini ulu tanrıdan niyaz eyleriz. 
Selamün aleyküm ...

18 Nisan 2011 Pazartesi

İLK TV VE LANET ANTEN ..

Bilmem hatırlarmısınız  ; televizyonlar ilk çıktığı zaman  kullanmak zorunda kaldığımız  o sanat harikası antenleri.
Bazılarınız hatırlamayacaktır yaşlarından dolayı .
Hatırlayanalar ise  bu yazıyı gülümsemeyle okuyacak ve  bir yığın  macera hatırlayacaklardır .
Bizim evimize ilk TV 1969 yılının kasım ayında girmişti .
Bir gün akşam kapı çalmıştı ve bizim kapıcı  elinde büyük bir koliyle gelmişti . Tabii hemen TV olduğunu anlamış ve zevkten çılgına dönmüştük .
Hemen uygun bir sehpanın üzerine koyduk ve etrafında şarkılar türkülerle dönmeye başlamıştık .
Kimse fişi prize takmaya cesaret edemiyordu . Nedense sonunda ben denemeye karar verdim . Fakat kablo kısa olduğu için prize uzatamadım .
Ablam her zaman olduğu gibi olmayan pratik zekasını kullanmaya karar vererek  uzatma kablosu gerektiğini söyleyerek hepimizi şaşırttı .
Bense  TV nin olduğu sehpayı prize dopru itmek gibi daha basit bir yolu denedim .
Tam o sırada babam içeri girdi ve TV yi çalıştırmadan önce prospektüsün okunması gerektiğini söyledi. Hepimiz sükut-u hayale uğramışdık . Bu en aşağı yarım saat daha beklemek demekti.
Rahmetli 1. sayfa  1. satırdan okumaya başladı . prospektüsü basan matbaanın adını bile okuduk .
Sonunda  TV nin tuşuna baktık ve o meşhur  karlı ekran belirdi .  İşte o anda antenimizin olmadığını fark ettik ve toplu ağlama seansı başladı .  Ben hemen fırlayıp Bebek teki elektrikçiye gitmeye karar verdim . Gitdiğim yetmiyormuş gibi  aynı zamanda  elektrikçiyi de alıp gelmiştim .
Sonunda o sağa sola çubukları olan anteni balkonun demirlerine monte etdik  ve TV de o meşhur  rengarenk idi idüğü belli olmayan şekil çıktı . Yayın daha henüz başlamamıştı .
Elektrikçi gitdikten sonra program istiklal marşıyla başladı ama yayın  karlı tabir etdiğimiz  
kötü bir görüntü veriyordu . Babamın uyarılarıyla ben balkona çıktım ablam balkon kapısının önünde  anons yapıyorsu .
Babam olmadı diyor ben anteni sağa sola çevirip duruyordum  . Olup olmadığını sorduğumda ablam sorumu babama anons ediyordu ve akabinde babamdan gelen cevabı bana iletiyordu .
Namer anteni sağa sola büküp oynatmaktan bir parçası kırılmıştı ve küfüre başlamıştım . Ablamın kafası karışmış , ben küfür etdikçe yayın yapmaya devam ediyordu . Tabii babamın da güzel sözlerini bana iletiyordu .
Rahmetli annem de o zarif endamıyla balkonla salon arasında mekik dokuyor ve bizi sakinleştirmeye çalışıyordu .  
Zaten çalmadan oynayan babamın sinirlenmesi için iyi bir sebeb çıkmıştı  ve antene ana avrad sövüyordu . Derken aşağıdan kapıcının karga sesi duyuldu .
-‘’ enis enis anteni çamlıca ya çevir  ‘’
-‘’ o neden lan manyak  dadaş ‘’ diye aşağıya bagırdım .O zavallı çamlıca da TV kulesine  doğru antenlerin ayarlanması gerektiğini haykırıyordu .
Babam konuşmaları duyunca balkona geldi ve ne olduğunu sordu . bende kapıcının anlattıklarını söyleyince , kapıcıyı bir güzel haşladı ve  şöyle bağırdı .
-‘’ bana bak Cemal , kıçını kaldır gel buraya şey ettirme çamlıca kulesini sana ‘’
Adamcağızın 4.kata gelmesi yarım dakika bile tutmadı  ve keraneci sanki anten uzmanı gibi 10 dakikada  anteni çamlıca Kulesine doğru çevirdi ve bir iple sıkı sıkı bağladı .
Sonunda görüntü çok daha iyi olmuştu ve Pilli Bebek adlı çizgi film başlamıştı .
Babam sinirden hırsını alamamış  , sağa sola bağırıyordu .
-‘’ ne lan bu pilli bebek  denen piç bebek ? adam gibi yürü lan  deyyus bebek  . Sıçmışım böyle çizgi filme  ‘’  gibi  annemi güldüren laflar ediyordu .
Bu düşman kılıklı  anten ise her lodosta  , her poyrazda yerinden  oynayıp bizi hasta etmeye devam etdi . En sonunda büyük uğraşılarla antenimizi  çatıda bacaya demir çubuklarla tellerle  monte etdik .
Rahmetli babaannem de hergün antenin bozulmaması için dualar etdi durdu . Her lodos çıktığında babam da her zaman olduğu gibi rüzgara ana varat dümdüz gitmeye devam etdi .
Hele yağmur yağdığında,  o yağmur damlalarının antene düştüğünde görüntüyü nasıl bozduğunu ve babamın o yağan yağmura , yağdıran bulutlara , havayı bozana  gırla küfür yağdırdığını  hiçbir zaman unutamayacağım .
En çok üzüldüğüm ise  rüzgarlı ve yağmurlu havalarda hayatını tehlikeye atarak  damda anten düzeltmeye çalışan kapıcımız Cemal olmuştur.   Genede babama yaranamazdı ve anteni düzeltsede bu sefer geç kaldığı için fırça yerdi .
İşte eski antenli günlerimizin bir özeti .
Haa birde antenin üstündeki kutunun içindeki parçaların paslanma durumu vardıki  ; oda ayrı bir  tiyatroydu ..

12 Nisan 2011 Salı

UZAYLI DOSTLARIM ! KOCA BAKIYORUM .

Biliyorsunuzdur , son zamanlarda uzaylı görme modası başladı .
Birgün geçmesinki , bir vatandaş ortaya çıkıp uzaylılarla ilgili bir masal anlatmasın .
Caminin minaresini teğet geçenlerden den , lunaparkın üzerinde dolaşanlara  kadar çeşitli ebatlarda ve renklerde UFO lar görülmekte .
Ufku biraz daha geniş olanlar  uFO nun durup bir dünyalıyı gemilerine alıp götürdüklerini  söylemektedir.
Biraz sansasyon yaratmak isteyenler ise UFO yu  ve içindeki uzaylıyı bile  gördüklerini söylerler , hatta onu tarif bile ederler .
Birde akli dengelerinde ufak arıza başgöstermiş ki biz buna tırtmak diyoruz , kişiler vardır . Bunların senaryosu değme film senaryo yazarlarına taş çıkartacak şekildedir.
Bu dünya vatandaşları uzaylılar tarafından yataklarından kaçırılıp başka bir gezegene götürülmüş orada incelendikten sonra geri getirilmişlerdir .
Onlarla aynı sofrada  kahvaltı edip onlara domuz jambon ve yumurta pişirenlere bile rastlanmıştır.
Geri gelenlerden ve sigortaları ciddi anlamda  hasar görenler  geri gelirken yanlarında hediye bile getirdiklerini anlatarak  garip şekilli bir taş veya taştan mamul bir heykelcik  gösterirler TV kameralarına .
Ama şurası bir gerçekki tüm bu arıza arkadaşlar  tanımı yapılımış bir çok psikilojik hastalığın farkında bile değildirler .
Son zamanlarda bizde de bir takım kadınlar uzaylılara ciddi anlamda takılmaya başladılar .
Bilhassa 50 üstü yaş grubuna  dahil olan bu kadın vatandaşlarımız  , '' ortada erkek kalmadı  '' diye sürekli şikayet ederek  mutsuzluklarını dile getirmektedirler .
Halbuki ortada erkek de var kadın da var . Olmayan şey  insanların doyumsuzlukları , beğenmemezlikleri , şımarıklıkları  ve kendilerini çok matah bir şey zannetmeleri .
Tabiat kanunlarının gereği yer çekimi kuralına bağlı olarak  yere yaklaşan ve  anatomik zeminlerinde kırışıklıklar  gözüken bu kadın vatandaşlarımız  , nedense  kendilerini görmeyerek  ,elin adamlarına kulp takarlar . am ettirmek yolunu seçerler
İşte bu koca gezegende , hayatlarını paylaşacak bir erkek  bulamayan bu kadınlarımız son çare olarak  erkek bir ev hayvanı ile hayatlarını devam  ettirmeye karar verirler .
Ama bu hayvanları gezdirecek sabırları  olmadığı için apartman güvenlik görevlilerine emanet ederler .Belli bir süre sonrada uygun bir yere bırakırlar  zavallıları .
İşte bu yalnızlık şarkıları söyleyen bu geçkin kadınlarımız son zamanlarda modaya uyarak uzaylıları görmeyi bir tarafa bırakın onları  çeşitli yöntemlerle çağırmaya , davet etmeye başladılar .
Arabanın içinde görenlermi istersiniz ,  yaya geçidinden geçen uzaylı gördüklerini söyleyenlermi  istersiniz , yazlıkda kumsalda beraber yürüdüklerini iddia edenlermi istersiniz   gırla gidiyor .
Hatta ve hatta  çöpçatanlık sitesi kurup uzaylıları üye yapıp , bu müşkülpesent kadın vatandaşlara uzaylı partner  ayarlayan siteler bile kurulmuştur . 
Ha unutmadan şunu da ilave etmem gerek ; uzaylılar tarafından tecavüze uğradığını anlatan manyaklar bile vardır . bence onlar öyle olmasını arzu edip , hayalinde bu  güzel olayı canlandıranlardır. 
Yani çok yakında , artık erkek bulamıyorum demeye paydos . Uzaylı erkekler pek yakında sinemamızda ..
Siz gene uzaylılarla halvet eden kadın vatandaşların maceralarını  izlemeye ve gülmeye devam edin ...