31 Aralık 2011 Cumartesi

NE OLUR TÜRBANLILARI BAĞRINIZA BASIN ..

TAM 1 SENEDİR YAZIYORUM VE BUNDAN  ÇOK MUTLUYUM  . LÜTFEN OLUMLU ,OLUMSUZ DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZARSANIZ MUTLU OLURUM .  EN ÖNEMLİSİ YAZILARIMI PAYLAŞIRSANIZ ÇOK İYİ OLUR .  NEDE OLSA "" RATİNG "  DURUMU VAR .

HEPİNİZE MUTLU VE SAĞLIKLI BİR YIL DİLERİM ..
------------------------------------------------------------------------

Yılın son günlerinde ülkemizde son bir bomba daha patlatıldı .

İktidar yalakalarına bir başka kurum daha eklendi .

Zaten etraf Başabakan'a yalakalık edip puan toplayıp , menfaat elde etme meraklılarıyla doluydu.

Hatta ve hatta bir çok saygın kurum da bu yalakalığa dahil olmuştu .

Korku boku  Selanik olmuştu .

Son yılların popüler bilim dalı (!) islam ın en önemli  farzlarından olan , kadınların kıllarını kaptması için icat edilmiş olan türban konusunda son bir girişim yapıldı .

Amaç, türbanlılarında birer kadın olduklarını ve o şekilde beğenilebileceklerini mi ispatlamaktı , yoksa eski yıla veda ederken Başbakan'a son bir kıyak mı geçmekti ?

" Bugün Ne Giysem " adlı  saçma sapan yarışma proramı , o kadar güzel kıyafet taşıyan kadın arasından ,  " salon perdesi  kumaşından  " yapılma iğrenç kıyafetiyle sahneye teşrif eden türbanlı kadını ikinci seçerek, " yalakalar kralı " seçildi .

Uzun lafın kısası çağdaş kadınlar ile ilkel kadınlar arasında bir uzlaştırma  misyonu vazife edindi .

Kardeşim , zaten bu türbanlılar her tarafta hazır ve nazır . Her yere girip çıkabiliyorlar , tüm kamu dairelerinde mevcutlar . Üniversitelere giriyorlar , kısacası her haltı yiyorlar .

Eeee , durum böyleyken bu  TV kanalının yalakalığı nedendir . ???

Cevap gayet basit , öyle fazla düşünmeye gerek yok .  Yani sosyolojik , psikolojik gereksinmeden doğan  bir icraat söz konusu değil .

Bu sadece genlerimizde dolaşan  " yağcılık " genlerinin öne çıkması .

Biz neler gördük bu memlekette neler . Şak diyene tak diyen paşalara bile rastladık .

Şimdide , türbanlı kızımıza bir derece kazandırın diyen din ulemalarına ,  " aman efendim ne demek ricanızı emir telakki ederiz "  diye vıcıklaşan TV yöneticilerine raslamış oluyoruz .

Bu daha başlangıç . 2012 çok daha yağlı geçecek ....

Sadece yağ olsa amenna , siz dua edinki " vazelin " li geçmesin ..

27 Aralık 2011 Salı

DÜNYANIN EN HAYRANLIK UYANDIRAN ÜLKESİ VE CÜCELERİ...

Sayın boşbakanımız RTE göreve başladığı tarih olan 15.mart.2003 tarihinden bugüne kadar geçen süre içerisinde 84 ülkeyi gezdi .
Bu ülkelere giderken yanında götürdüğü gazeteciler ,işadamları , bakanlar üstün vazifeşinaslık göstererek , Türkiye nin yani cennet vatanımızın itibarını arttırmak için inanılmaz çalışmalar yaptılar .

Bihassa bakanlarımızdan birçoğunun, ikili ilişkileri daha da ileri taşıyarak , karşı ülkenin bayan milletvekilleri , bakanları , işkadınlarıyla, memleketin bekası  için ciddi yakın markaja girmişlerdir.

Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Hamdullah Gül  de , leyleği havada gördüğünden zaar 4 yılda 89 ülkeyi ziyaret ederek , insanlara Türkiye nin ne kadar demokratik, insan haklarına saygılı , dinine bağlı , iktidarın baskısında olmayan bir insanlar topluluğu olduğunu anlatmaya çalıştı .

Uzaylılar , ikisinden de razı olsun .

Bu 2 vatansever insan Çin Seddinden  Somali ye , Endonezya dan  Cebelitarık'a kadar gezerek bol bol alışveriş yaptılar ..

Ve evet , tüm dünya bizim be kadar kadirşinas insanlar olduğumuzu anladı ve memleketimize her konuda   full desteklerini  vereceklerini söylediler .

 Türk kadını nın ne kadar şık olduğunu , giyiniş tarzlarını çok takdir ettiklerini , erkeklerin  BADEM  bıyıklarına hayran kaldıklarını , muhalif  terbiyesiz gazetecilerin , profesörlerin  hapse tıkılmalarının ne kadar haklı olduğunu belirttiler .

Türkiyede ki  " demokratik açılımın " mucizelerinden ne kadar memnun olduklarını söylediler .

Kısacası tüm dünyayı gezen  devlet büyüklerimiz  Fransa Soykırım Yasası meselesinde  bu gezip tozduğu ülkelerin insancıklarından beklediği desteği  aldımı ??

Aldı da, baba yı aldı galiba .

Demekki neymiş ,  " Hatice'ye değil Netice'ye  "  bakacakmışsın . 

Hani  nerede o desteklemekten bir hal olduğun müslüman arap din kardeşlerin  ??

Sen sen ol Atatürk ümüzün laflarını o saksı kafanın bir tarafında sakla , belki arasıra lazım olur , şimdi olduğu gibi ,

"Ne arabın yüzü , ne Şam'ın şekeri " . 

Hadi bakalım iktidar yalakası basın , ne yazacaksınız şimdi .  Ne oldu o yere göğe sığdıramadığınız iktidarınızın size pompaladığı , " herkes bizi, Yükselen Yıldız Türkiye'yi  hayranlıkla seyrediyor "   Balon'u .

Patlatırlar balon'u adamın elinde böyle ..

22 Aralık 2011 Perşembe

YUMURTA NASIL İKTİDAR OLUR...

Geçtiğimiz günlerde devlet büyüklerimize  karşı gerçekleştirilen Yumurta saldırılarıyla ilgili olarak tüm yurtta bir araştırma  başlatılmıştır. 
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Zi...ya Özcan, “Ankara Üniversitesi’ne dün akşam yazı göndererek, çok geniş bir soruşturma başlatılmasını talep ettik” dedi.
Böylece dünya üniversite tarihinin en geniş çaplı yumurta soruşturması başlamış bulunuyor.
Kuşkusuz ki üniversite yönetimi böyle bir konuda soruşturma yapacak, bilgi ve elemana sahip değildir.
Çünkü araştırılan Kristof Kolomb’un yumurtası değil. Öyle olsaydı problemi çözmek çok daha kolay olacaktı. Daha önce çözülmüş bir problemi kim çözemez ki?
Elbette ben de yumurta ile ilgili geniş çaplı bir soruşturmayı yönetmek için gerekli donanıma sahip olduğumu söyleyemem. Ama çok polis romanı okudum, soruşturmayı yönetecek olanlar için (çünkü bu “geniş çaplı” bir soruşturma) bazı soru önerilerim olacak.
- Yumurtalar günlük müydü?
- Son zamanlarda moda olan vitamin takviyeli yumurtalardan mıydı?
- Çift sarılı köy yumurtası mıydı, yoksa sıradan çiftlik yumurtası mı?
- Yumurtalar çiğ olarak mı atıldı, yoksa haşlanmış mıydı? Haşlandıysa kaç dakika haşlanmıştı, rafadan mıydı, kayısı mı?
- Öğrenciler bu yumurtalar ile çılbır yapmayı bilmiyorlar mıydı? Bilmiyorlardıysa, hocaları neden öğretmedi?
Bu bir görevi ihmal mi, yoksa öğrenciler ile işbirliği içinde olan asistanlar mı var?
-Bu konuda  öğrencilere karşı tavır almadan Kuran da yumurta ile ilgili bir veya birkaç sure olup olmadığının  ulemalara soruldumu ?
- Ziraat Fakülteleri’nde neden yumurta geliştirme enstitüleri yok? Atıldığında havada bir tüy gibi uçuşmaya başlayacak yumurta neden geliştirilemedi?
- Öğrencilerin devekuşu yumurtasına yönelmeleri nasıl engellenebilir? Devekuşu çiftliklerinin yumurta üretimlerini ve satışlarını kontrol edecek bir mekanizmayı kim kurmalı? Tarım Bakanlığı mı, İçişleri Bakanlığı mı?
- Yumurtalar viyol ambalajları içinde mi alındı, yoksa naylon torbayla mı? Bunların çevreyi kirletmemesi için üniversiteler geri dönüşüm alanları hazırladılar mı?
- Yumurta, menemenin ana girdisi olduğuna göre acaba öğrencilerin yumurta atarak anlatmak istedikleri gizli bir amaçları mı var?    Kubilay’ımı hatırlatmak istediler?    Öyleyse, Ergenekoncuların yumurta üretimi ile ilgili bağlantıları nelerdir ?
İşte bu soruların yanıtlarını bulmak ve Demokrasimizin sağlam temeller üzerine inşaasına yardımcı olmak amacıyla  başlatılan  soruşturmanın en kısa sürede bitirilmesini ulu tanrıdan niyaz eyleriz. 
Selamün aleyküm ...

19 Aralık 2011 Pazartesi

HAMSİ KİME KAÇTI ??

 Sarışın , mavi gözlü, viking + gürcü + moğol + çeşitli ırklarından karışımından meydana gelmiş olan Karadenizli vatandaşlarımızın en büyük kozu olan Hamsi kaçtı !

Evet yanlış duymadınız . Hamsiler tam gelirken geri kaçtılar .

Nereden gelirken , nereye kaçdılar diye sorduğunuzu duyar gibiyim .

Hahaha şaka gibi değilmi !

Bu Karadeniz de yetişen Hamsiler 1 ay kadar önce türkiye karasularına girdiler , turistik seyahat amacıyla gelen bu canlılar fiyatları 1- TL ye kadar düştükten sonra aynen geri bastılar.

Dün itibarıyla fiyatı 10- TL oldu . Yani , diğer bir deyişle 10 kat arttı .

TV de bir bir balıkçı amca , tüm bedbahtlığıyle durumu açıklamaya çalışıyordu :

-" ha pu hamsiler bize cirdular ama sicaği sevmedikleri için gaçtular "

Lan ne sıcağı be .. Otobüslere bir bakın  16 derecede tüm pencereler kapalı , bir allahın kulu da  "pencereleri açalım sıcak  " demediğine göre , demekki hava buz .

Eee bu şartlar altında demekki hava ve su soğuk . Demek ki bu dallama hamsilerin kaçması için sebep değil .

O zaman hamsiler bizim sahilleri sevmedi . Ya da politik durumdan rahatsız oldular .  Veyahut , dişilerine türban takdırırlar diye tüydü hayvancağızlar .

"hamsiyi koydum tavaya , başladı sıçramaya " diye bir şarkı vardı eskilerde .

Şimdi hamsi kalmadığına göre ,  "  piliç but koyarsınız tavaya , belki başlar gıdaklamaya " .

Sonuç , fakir fukaranın can dostu , karadenizli laz vatandaşlarımızın sofralarının baş misafirinin ağzına sıçtılar , aynı Fındıklarını beceriksizce 10 dolar lardan 3.5 dolarlara düşürüp mahvettikleri gibi .

Sonunda zavallı hayvanlar gına getirdiler ve kaçtılar .

Hadi şimdi yatırları dolaşıp dualar edin , hamsiler geri gelsin diye .  

En iyiside Yuşa Hazretleri  ( hamsi tanrısı ) ..

Patlak gözlü nankör hamsiler ne olacak ,  erkekseniz geri gelin ..

ARSLAN SOL DEMOKRATLAR ...YAŞASIN SOSYAL DEMOKRASİ

Adamcağız bırakıp giderken Rahşan Hanım'ı yanına çağırıp vasiyet etmiş, "Partime iyi bak" diye. 

Eee bakabildi mi ?   

Ya da bakabildiler mi geride kalanlar?  

Tabii ki hayır .  

Zaten bakmalarıda mümkün değildi. Kim giderde oy verir o nuh-u leblebiden kalma  partiye . 

Bıraktık eski örgütlenme metodlarını , kafa yapılarında bir değişiklik olduğuna dair bir emare var mıydı ?  HAYIR  

Yıllardır yalvarıp durur insanlar; "ne olur birleşin" diye. 3 parti vardı; CHP -SHP -DSP . 

Bunların felsefeleri neydi? Tabii ki "Sosyal Demokrasi" değil mi?  

Siz öyle sanın!! ha hayt, siz öyle zannedin !!   

Belki "Sosyal Demokrasi" sözcüğü doğru da, siz hiç sosyal demokrasinin çeşitlerini  incelediniz mi?  

Yooo, eeee öyleyse ne atıp tutuyorsunuz. Sosyal Demokrasi bu boru değil. Herkese göre değişir .  

Mesela CHP'nin ilke edindiği tip, büyük A tipidir. Yani " Sosyal Demokratik Hareketler Engellenemez  ". Devletçilik şarttır.

Özelleştirilen tüm KİT'ler geri alınacaktır. Hatta ve hatta  Sümerbank Beykoz Ayakkabı Fabrikası tekrar üretime başlayarak, fakir fukaraya ucuz ayakkabı imal edecektir. 

DSP'nin ilke edindiği "B tipi Sosyal Demokrasi" ise daha alaturka olup "Köy Enstitüleri" tarafından beslenecektir. Bu enstitülerde yetişen kızlarımız, oğlanlarımız tüm köylerdeki sosyalleşmeyi  temelinden köylüye usturuplu bir şekilde izah edecek, sosyal devlet olgusunu yerleştirerek, vatandaşların eşitlik ilkesi temelleri istikametinde yetişmelerine ön ayak olacaktır. 

SHP'li arkadaşlar, uzun zaman hitabet ustası Murat Hüdavendigar Usta tarafından sevk ve idare ile yollarına sosyal enternasyonal yoldaşlarıyla birleşmek arzusuyla devam etmişlerdir . Bu arkadaşlar da "yurtta sulh cihanda bol vergi" zenginden alıp fukaraya dağıtma , gecekondulara af, KİT lerin tashihi, kaymakamların sosyal köy projelerinde rol alması gibi çok ciddi konularda  çalışmalar yapmışlardır.

 Biz buna "küçük c tip sosyal demokrasi" diyoruz . 

Gördüğünüz gibi tüm bu sol partiler felsefe farklılıklarından (!!!) dolayı anlaşamamış ve birleşmeye muvaffak olamamışlardır .  

Tabii şimdi hemen bu arkadaşları suçlamak da dopru olmaz . Bu konuya birazda sosyal açıdan bakmak lazım . 

 Şöyle ki ; eğer  Marangoz Şerafettin Usta  bu koltukları çok rahat yapmamış olsaydı , sosyal demokrat arkadaşlar  görevlerini genç sosyal demokrat  yoldaşlara devrederlerdi .

Ama  neeerde . mıh gibi yapışmışlar koltuğa . Çünki koltuk rahat.   Belki keselerini doldurmak için bir şans  kapılarını çalabilir, onun için koltuktan kalkmamaları gerekiyor.

Memleketin yüce menfaatleri mi dediniz ?   Olur görürsem söylerim . 

Hatta sosyal demokrat arkadaşlardan  biri  zina yaparken suçüstü oldu . Hemide o KOLTUK TA .  

İşte böyle ... YAŞASIN ARSLAN SOSYAL DEMOKRATLAR!   

Birbirinizi yemeye , altlarınızdaki halıyı çekmeyi , birbirinizin gözlerini oymaya devam . 

Haa, bu arada son seçimlerde Anadolu'yu keşfettiğiniz için tebrikler . Zahmet oldu .

17 Aralık 2011 Cumartesi

SİGORTALASAK DAMI SAKLASAK ..

 Dostlar bilirsiniz  sigorta hayatımızın değişmez bir parçası  , illahiki bir şeyimizi kazaya belaya karşı sigortalamız gerekiyor .

Yani , '' ben allaha sığınıyorum  o beni kötülüklerden , kem gözlerden korur ''  , demek çok anlamsız oluyor .

Kimse kimseyi korumaz , korumuyor , korumayacak ! 

Depremde onbinlerce ev , apartman yıkılıyor , insanlar ölüyor . Buna mini bebeler de dahil .
 Hadi deyinki bina altında kalan büyükler  günahkardı ; ya mini mini bebeler ?
 Bazı aklı evvelerin söylediği gibi onlarda ana rahminde bir bok yemişlerdir . Buldum ; annelerinin  karınlarına depik atmışlardır . bu günahtır arkadaşlar

.Neyse biz konumuza dönelim . Sigorta kendimiz için , evimiz için , otomfilimiz  , işyerimiz  için , tarlamız için çok gereklidir . Bizi felaketlerden koruyacak sigortaları bize sağlayan sigorta şirketlerinin de bunları sırf bizi çok sevdikleri için yapıyorlar zannetmeyin . Onlarda her şirket gibi kar için faaliyetdeler .

Ama !!   takdir edersinizki bunlar normal ticari şirketlerden biraz daha insaflı geçirmeleri lazım değilmi ?!!
Neeerdeee , tam tersi arkadaşların ellerine bir düştünüzmü papazı buldunuz . Deyinki eviniz soyuldu , eşyalar gitti ve sigortacı eve geldi  zabıt tutacak . O kadar çok soru sorarki  , evi soyduğu için değil size bu exper denilen herife mahkum etdiği için hırsıza lanet edersiniz

.Hadi ondan kurtuldunuz . Zabıt varakası ile herifçi çıktı gitti . Daha sonraki safhalarda çalınan eşyaların faturalarından , fişlerinden , hatta ve hatta  garanti kağıtlarından bile mesul tutulursunuz . 10 sene önce almış olduğunuz bir  walkman in faturası yok diye hem fırça yersiniz  hemde ödeme alamazsınız .

 Bu arada sigorta poliçesini  okumaya kalkarsanız ayvayı yediniz . Kuran-ı kerim gibi  bir yığın anlaşılması güç madde , kural  , anla anlayabilirsen .

Ama işte o poliçe sizin ölüm fermanınızdır .İçinde sizi idama mahkum edecek , ustaca hazırlanmış  detaylar vardır .MUHAKKAK  o poliçeyi okumaya çalışın . Biliyorum okumayı pek sevmiyorsunuz ama .

.Mesela 2008 yılında Sağlık Poliçesi yaptırdınız . sizden 850 TL prim tahsil etdiler . Bir sevinç bir sevinç sizde ! nasıl olsa sağlığınızı garantiye aldınız diye .
Nahhh  aldınız .

 1 sene sonra prim oldumu 1550 TL .  Aaaaaaa ne oldu ya ? yanlış herhalde !!Yoooo yanlış filan değil . Telefona sarılıp Müşteri kazıklı İlişkiler  elemanı nı ararsınız ve serzenişte bulunup  sorarsınız.

 -'' Hanife Hanım yanlış değilmi rakkam ? ''
-'' değil Enis Bey , rakkam doğru . Biraz zam yapmak zorunda kaldık . '

'-'' ohaaa  birazmı ?   %80 zam yapmışsınız  , siz hesapmı bilmiyorsunuz

Hanife Hanım ''O size gayet kibar olduğunu  zannettiği yumuşak bir ses tonuyla , başka şirketlerin 3000 TL  zam yaptıklarını , kendilerinin insaflı olduklarını anlatacaktır . Şimdi sen yıllarca prim ödeyeceksin  , bir gün gelecek  sana '' kusura bakmayın  yaşınızdan dolayı  artık sizi sigortalamamız mümkün değil  ''  diyecekler . Ya da ;  '' bakın efendim sizin yaş riskinizden dolayı priminizi  3000 Tl yaptık '' derler .

 Ne yapacaksınız ??  koca bir hiç . Çünki poliçede sizi kurtarcak tek bir allahın maddesi yok .

Anlayacağınız , sigortacı denilen bu adamlar sağlığınızla , mal güvenliğinizle filan hiç ilgili  değiller , bunu böyle biliniz .60 yaşına geldi diye bazı vatandaşların poliçeleri yenilenmiyor ve kapı önüne bırakılıyor .

 Başka sigorta şirketine gitdiğiniz zaman herşeye yeni baştan başlamanız lazım .
Tabii yepyeni bir Kazıkla .
Siz siz olun, Sağlık sigorta poliçelerinize  önümüzdeki sene ki prim artışını yazıdırın .

Veya şöyle söyleyeyim ;  Boşuna uğraşmayın !!!Geçen sene kedim Hüsamettin'e  yaptırmış olduğum Sağlık Sigortası , ayağı kırılan kedime hasar primi ödemeyi reddetti . Sebeb kimlik kartında anne ve baba adının olmaması . Bundan sonra kedi alırken PİÇ olmamasına dikkat edin , yoksa  sigorta kurallarına uymamış olursunuz .

Şimdi düşünüp duruyorum KUŞU mu !!! nasıl sigorta ettirivecem diye . Babası benim  de annesi ???

İşte 2011 yılında ,Türkiye Yarı ılımlı İslam Cumhuriyetin de  İnsan Haklarının durumu

12 12 2011

14 Aralık 2011 Çarşamba

BATAN GEMİNİN MALLARI TÜRK MALI MI ?

 
Zaten  geminin batmakta olduğu taa şeyden beri belli değimliydi.

Yıllardır politikacılardan şikayet eden bizler değilmiydik .

Onların kalitesiz, eğitimsiz ve sadece ceplerini doldurmak için seçildiklerini  söyleyip durmadıkmı .

Eğitim sistemimizin ezberciliğe dayandığını, çağdaş adam yetiştirmekten uzak olduğunu , birbirimize anlatıp durmadıkmı ?

Bilimsellikle ilgili hiçbirşey yapılmadığını, sanayimizin bile kopyacılığa dayandığını, AR_GE çalışmalarına para ayrılmadığından dolayı, her şeyimizi ithal ettiğimizi söyleyip durmadıkmı .

Saçını sarıya boyayana orospu, bıyıklılara kıro , beyaz çorap giyenlere maganda, köydeki okul eğitiminin kalitesi sayesinde aptal kalmış vatandaşa mal demedikmi.

Kimsenin birbirini sevmediği sevgisiz bir ortamda, toplumsal uzlaşma olmayacağını  anlamadık mı sanki.

Tüm ülkeyi soyup soğana çevirmedikmi .

Depremzedelere mal götüren kamyonları , Darülacezeyi , Kızılay’ı , SSK yı dolandıran bizler değimliydik .

Her şeyin alaturka bir anlayışla yönetildiğini şikayet edip durmadıkmı .

Askerin , polisin , devlet memurunun, öğretmenin , devlet erkanının karşısında, gururumuzu ayaklar altına alıp hazırola geçmedikmi ve hala geçmiyormuyuz.

Her şeyi Allaha havale etmedik mi ve hala da her işimizi Allahın yardım ve destekleriyle sürdürmüyormuyuz .

Mezarlardaki ölülerin kemiklerini çıkartıp , o mezarları başkalarına satacak kadar alçak insanlar olmadıkmı ?

Atamızın yurdu emanet etdiği gençler ne yapıyor dersiniz .  hahaha tam bir komedi . Onlar birer iletişim dahisi oldular da biz anlayamıyoruz .

Ya birbirinden farkı olmayan ve bir türlü bir araya gelemeyen , amip gibi bölünen aslan  solculara ne demeli .

Hastane, okul hizmetinden fazla olarak Cami hizmeti yokmu ?

Sonuç olarak, yıllardan beri bu memleketi düzeltmek, muasır millet seviyesine getirmek için sadece ve sadece alışveriş merkezleri yapmanın , lüks araba kullanmanın, yazlıklarda yazlanmanın yeterli olmadığını göremediğimiz doğru değilmi.

Paşalarda sağ olsun son yıllarda bayağı hasara uğramadılar mı . Birine etekli dediler , birine tarikatçı dediler , diğer biri maçlardan çıkamadı ve gizli görüşmeler uzmanı oldu , biri esti esti gürledi ama yağamadı gitti .

Kısacası 1923 den beri süren Derin Uyku durumu hala devam etmektedir .

Ara sıra, ciddi vatan evlatları çıkıp seslerini yükseltmeye çalışıyorlar ama onlarda yalnız kalmış olmanın sıkıntısıyla  çabuk bıkıyorlar  ve hemen Nevizade ye.

Kaleler birer birer düştü diyorlar .

Sahi hangi Kalelerdi bunlar ?   Bu kaleleri savunan askerler kimlerdi ?

Neyse iyi uykular. Rahatsız edipte kıçınızdaki pireleri uyandırmayayım .

AL SANA KREDİ KARTI + KOL BÖREĞİ PROMOSYON ..

Bankalar ve kredi Kartı soygunları .

Gerçi bu konuya daha önce değindim ama , bu seferki  çok enteresan geldiği için paylaşayım dedim .

Teminat  kelimesinin anlamına yakın bir ismi olan bankalarımız dan bir tanesi , bir arkadaşıma asılmaya başlamış .

Kredi Kartı verebilsin diye  ..

Ama gelin görünki bu işlem tam bir komediye dönüşmüş durumda .

Arkadaşım , kendilerine , sadece Shop&Miles  kartı istediğini başka bir karta ihtiyaç olmadığını belirtmiş .  Ama tabii bu ricası banka çalışanlarının bir kulaklarından girip öbür tüm deliklerinden çıkmış .

Uzun haftalardan sonra önce Bonus Card , arkasından Shop&Miles,  Master Card  , daha sonra hızlarını alamamış olacaklar ki bir de  Shop&Miles  American Express   kart gelmiş .

Üstelik son iki kart  Platinium  olarak gelmiş .
Yani ne gold  , ne Silver   fakat çok özel kişilere verilmesiyle ünlenmiş olan Platinyum  Kart ile mükafatlandırılmış  arkadaşım .

Tabii bana öyle bir anlattı ki ;  duyan  çok önemli bir kişilik zannederdi kızcağızı .

Buraya kadar herşey güzel  gözüküyor değilmi ??

Ama gönderilen bir koli dolusu broşürü okuduğunuz zaman şoke oluyorsunuz . Bizde tabii şoke olduk . O ne  detaylar öyle . Kartı alan  , gönderdikleri kart sayesinde  insanlığın  en yüksek aziz mertebesine ulaştırıldığını filan  zanneder .

VİP salonlarında  ağırlamalardan , yurt dışında spesyal muamelelere kadar bin çeşit los palavros  kolaylık sunmuşlar .

Bütün bunlar iyide , en zor görülen yerde ( daha doğrusu görmemizi istemedikleri bir yer desek daha iyi olur ) kartlarla ilgili bazı rakkamlar var . Bu listeye dikkatli bakarsanız , bu kartların size maliyetlerini görürsünüz .

Bonus  Kart  70 Tl  ,   Shop&Miles  65 TL  . yani kart ücreti .

Durun ; şimdi esas oğlan geliyor .. American Express ile ortak çıkardıkları o harikalar yaratacak  Kartın yıllık ücreti nedir biliyormusunuz ??  Hayatta bilemezsiniz !!  Çünki  ŞAKA gibi ...
300 Amerikan Doları  .... türkçesi  450 TL cıvarında ..    !!!???

Bu bankanın bir şubesine girdik ve  bunun sebebini sorduk . Şubede kimsenin bundan haberi bile yok .   Ama kadıncağız zahmet etdi bir kaç yeri aradı  ve durumu izah etti .:

İnanılmaz  avantajları varmış bu kartın . Ama yurt duşında .  Şimdi arkadaşım bu kartın avantajlarından faydalanıp ,  kendisini  VİP hissetmek için yurt dışına çıkayım bari gibi bir yorumda bulundu ..

Esas  komik olan  şu ki , bütün bu yaptıkları  patırtının neticesinde size verdikleri 3 kartın toplam  harcama bedeli  2000 TL .

Yani 2000 TL lik kredi kartların la ne kadar VİP hissedebileceksen artık .

Ben kıçımla gülüyorum saatlerdir . Arkadaşım yaptığı bavulunu  hayal kırıklığı içerisinde pencereden atdı .

Kendisine , minnettarlığının bir ifadesi olarak  bu bankanın  Genel Müdürünü yurt dışına davet etmesini söyledim  . Sokak kapısını açtı . Hemen anladım ..

Uzaylılar bu bankaları başımızdan eksik etmesin .

Kıçım gülmekten açık kaldı , üşümese filan bari ...

13 Aralık 2011 Salı

MÜSVEDDE KİŞİLİKLER ..

Türkiye nin yetiştirmiş olduğu müstesna kişiliklerden biri olan başbakanımız ın , gene müstesna bir kişilik olan  Muhalefet  Lideri ne  etrafındaki güruh ile ilgili yapmış olduğu yakıştırmalar konusunda  ne düşünmek gerektiğini bilemiyorum.  

Bu konuşmanın akabinde bir cafede ki  parti fanatiklari olduğu anlaşılan birtakım  kibar kişilerin konuşmalarına şahit oldum  ve ağzım açık kaldı .

Zaten kimsenin sevmediği siyasetin nasıl ayaklar altında süründüğünü görerek üzüldüm .

En korkunçuda , sokakta gördüğünüz zaman , '' aman bana bulaşmasın '' diyeceğiniz kişilerin  Ankara da kutsal tabir edilen meclis çatısı altında , memleket yönetiyoruz diye vakit  geçirmeleri 

Neyse , zaten biz bunlara alıştıkta ; bu cafede ki kişilerinde memleket idaresine soyunmak arzusunda olmaları  beni ciddi anlamda korkuttu .

Demekki daha sonraki meclis kadrosu da korku filmi seti şeklinde olacak . 

CHP li olduğu anlaşılan adam ;

--'' bakın bakın  Muazzez Ersoy bile bize destek veriyor ''

Partili olmanın  ,fiziksel olarak birbirine benzemek olduğuna inanan , badem bıyıklı bir vatandaş lafa karışıyor ,

--'' oda kim ya , ne sanatçısı  ne sanatçısı , o daha müsvedde ''

--'' bak bak bak , beyefendi koca sanatçıyı beğenmedi  , şey ee Bülent Ablada bizden yana ne haber ? ''

--'' oda kimmiş ya , anıra anıra şarkı söyleyene ne zamandan beri sanatçı deniyormuş ''

--'' Orhan pamuk gibi çağdaş nobelli edebiyatçılarda bizi destekliyor . ''

--'' hadi git ,hadi git  2 kitap yazdı diye sanatçımı olunuyormuş , odaha müsvedde bile değil , karalama karalama !!

--'' karikatürist Tekin Aral da bizi destekliyor nabersin . ''

--'' püff  o eskiz ya  eskiz '' 

--''  Sülü de bize destek verdi , hadi bakalım onada birşey söyle ''

--'' ya adamın ahı gitmiş vahı kalmış  siyaset eskisi o be , karalama defteri o ya ''

--'' iyi de icazet almaya giderken iyidi ama  , gazetelerde çarşaf çarşaf yazılarınız vardı , afra tafra ''

--'' biz demokrasi trenine bindik , ineceğimiz durağa gelene kadar  kondüktörler le iyi geçineceğiz , çünki biletsiz gidiyoruz .  Kısacası her an inebiliriz . 

--'' inşallah "Büyük Reis " treninizi basar da sizi indirir '' .

12 Aralık 2011 Pazartesi

SİGORTALASAKDAMI SAKLASAK ...

 

Dostlar bilirsiniz  sigorta hayatımızın değişmez bir parçası  , illahiki bir şeyimizi kazaya belaya karşı sigortalamız gerekiyor .
Yani , '' ben allaha sığınıyorum  o beni kötülüklerden , kem gözlerden korur ''  , demek çok anlamsız oluyor .
Kimse kimseyi korumaz , korumuyor , korumayacak !  depremde onbinlerce ev , apartman yıkılıyor , insanlar ölüyor .
Buna mini bebeler de dahil . Hadi deyinki bina altında kalan büyükler  günahkardı ; ya mini mini bebeler ?  Bazı aklı evvelerin söylediği gibi onlarda ana rahminde bir bok yemişlerdir .
Buldum ; annelerinin  karınlarına depik atmışlardır . bu günahtır arkadaşlar .
Neyse biz konumuza dönelim . Sigorta kendimiz için , evimiz için , otomfilimiz  , işyerimiz  için , tarlamız için çok gereklidir .
Bizi felaketlerden koruyacak sigortaları bize sağlayan sigorta şirketlerinin de bunları sırf bizi çok sevdikleri için yapıyorlar zannetmeyin . Onlarda her şirket gibi kar için faaliyetdeler .
Ama !!   takdir edersinizki bunlar normal ticari şirketlerden biraz daha insaflı geçirmeleri lazım değilmi ?!!
Neeerdeee , tam tersi arkadaşların ellerine bir düştünüzmü papazı buldunuz . Deyinki eviniz soyuldu , eşyalar gitti ve sigortacı eve geldi  zabıt tutacak . O kadar çok soru sorarki  , evi soyduğu için değil size bu exper denilen herife mahkum etdiği için hırsıza lanet edersiniz .
Hadi ondan kurtuldunuz . Zabıt varakası ile herifçi çıktı gitti . Daha sonraki safhalarda çalınan eşyaların faturalrından , fişlerinden , hatta ve hatta  garanti kağıtlarından bile mesul tutulursunuz .
10 sene önce almış olduğunuz bir  walkman in faturası yok diye hem fırça yersiniz  hemde ödeme alamazsınız .
Bu arada sigorta poliçesini  okumaya kalkarsanız ayvayı yediniz . Kuran-ı kerim gibi  bir yığın anlaşılması güç madde , kural  , anla anlayabilirsen . Ama işte o poliçe sizin ölüm fermanınızdır .İçinde sizi idama mahkum edecek , ustaca hazırlanmış  detaylar vardır .
MUHAKKAK  o poliçeyi okumaya çalışın . Biliyorum okumayı pek sevmiyorsunuz ama ..
Mesela 2008 yılında Sağlık Poliçesi yaptırdınız . sizden 850 TL prim tahsil etdiler . Bir sevinç bir sevinç sizde ! nasıl olsa sağlığınızı garantiye aldınız diye .
Nahhh  aldınız . 1 sene sonra prim oldumu 1550 TL .  Aaaaaaa ne oldu ya ? yanlış herhalde !!
Yoooo yanlış filan değil . Telefona sarılıp Müşteri kazıklı iilişkiler  elemanı nı ararsınız ve serzenişte bulunup  sorarsınız.
-'' Hanife Hanım yanlış değilmi rakkam ? ''
-'' değil Enis Bey , rakkam doğru . Biraz zam yapmak zorunda kaldık . ''
-'' ohaaa  birazmı ?   %80 zam yapmışsınız  , siz hesapmı bilmiyorsunuz Hanife Hanım ''
O size gayet kibar olduğunu  zannettiği yumuşak bir ses tonuyla , başka şirketlerin 3000 TL  zam yaptıklarını , kendilerinin insaflı olduklarını anlatacaktır .
Şimdi sen yıllarca prim ödeyeceksin  , bir gün gelecek  sana '' kusura bakmayın  yaşınızdan dolayı  artık sizi sigortalamamız mümkün değil  ''  diyecekler .
Ya da ;  '' bakın efendim sizin yaş riskinizden dolayı priminizi  3000 Tl yaptık '' derler .
Ne yapacaksınız ??  koca bir hiç . Çünki poliçede sizi kurtarcak tek bir allahın maddesi yok .
Anlayacağınız , sigortacı denilen bu adamlar sağlığınızla , mal güvenliğinizle filan hiç ilgili  değiller , bunu böyle biliniz .
60 yaşına geldi diye bazı vatandaşların poliçeleri yenilenmiyor ve kapı önüne bırakılıyor . Başka sigorta şirketine gitdiğiniz zaman herşeye yeni baştan başlamanız lazım . Tabii yepyeni bir Kazıkla .
Siz siz olun . Sağlık sigorta poliçelerinize  önümüzdeki sene ki prim artışını yazıdırın . Veya şöyle söyleyeyim ;
 Boşuna uğraşmayın !!!
Geçen sene kedim Hüsamettin'e  yaptırmış olduğum Sağlık Sigortası , ayağı kırılan kedime hasar primi ödemeyi reddetti . Sebeb kimlik kartında anne ve baba adının olmaması . Bundan sonra kedi alırken PİÇ olmamasına dikkat edin , yoksa  sigorta kurallarına uymamış olursunuz .
Şimdi düşünüp duruyorum KUŞU mu !!! nasıl sigorta ettirivecem diye . Babası benim  de
annesi ???
İşte 2011 yılında ,Türkiye Yarı ılımlı İslam Cumhuriyetin de  İnsan Haklarının duru

11 Aralık 2011 Pazar

KARAKOL DA FIESTA ..

İzmir de karakolda geçen , kimilerine göre işkence , kimilerine göre kötü muamele , olayını gazetelerden okuyup , TV lerde seyretmişsinizdir .

Nedense insanlar çok şaşırdılar .

Sanki böyle bir olayı hiç akıllarının ucundan geçirmiyorlarmış gibi şaşkınlıktan adeta dillerini yutdular. 

Neymiş gece gece İzmir gibi çağdaş bir şehirde , bir kadına işkence yapılmış . Neymiş bu bir insanlık suçuymuş .

Neymiş , yok olan işkence geri dönmüş . 

Hahahah adam bu laflara kıçıyla güler ayol .

İşkence nereye kaybolur . İşkencenin yok olması için 3-4 nesil geçmesi gerekiyor .

Siz zannediyormusunuz ki 40 yaşında olan polis denen kişilik fukarası insanlar bir anda kötü alışkanlıklarından ,  kötü karakterlerinden arınacak ve birer melek haline gelecek .

Yaa evet başka !

Hiçbir değişiklik olmadığı ortada . Ve uzun yıllar da değişiklik olmayacak .  Olamaz da zaten .

Gelelim bu polislerin yargılanmasına karar veren Hakim adı verilen arkadaşın tavrına .

Onun tavrı tam bir katastrof. İnsanlık adına utanç verici bir durum . Ama tabii arkadaşın suratı ayakkabı köselesi gibi olduğundan banamısın demez ve utanmadan polisler için 1,5 yıl , dayağı yiyen  Şeytan için 6 yıl ister .

Arkadaşımız bu savcı ile görüştü .
-" Hakim Bey , dayağı yiyen kadın  ama sanki polisler dayak yemiş gibi muamele yapıyorsunuz "

-" aman efendim , siz ne biliyorsunuz ! karakolda polislere tırnaklarını gösteren kadın ama naber ?  , sonracığıma polislerden birini ellleriyle itmiş "

-" ama hakim bey onlarda tokat atmışlar kadıncağıza "

-" yok be kardeşim ; ben polis arkadaşlarla görüştüm , sadece kendine getirmek için 8-10 tane şaplak atmışlar "

-" ama hakim bey , kadıncağızın kocası da yanındaymış ve sadece hüviyeti yok diye gözaltına almışlar "

-" bu memleket de kanunlar var bu bir , hüviyet taşımak zorundasın bu iki , polise mukavemet  yasakdır bu üç , sende fazla konuşma bu dört  "

-" oldu efendim sağolun "

-" estağfurullah da şunu da söylemeden  geçemeyeceğim ; bizim  toplumumuzda kadınların gece hayında bulunması pek olumlu karşılanmaz .  Bakın bu hareketleri yüzünden polis arkadaşları meşgul etti ve onları bir hayli üzdü . 
 Eminim zavallı polis arkadaşlar  kaç gecedir vicdan azabından uyuyamıyorlardır , yazık değilmi onlara ? "

-" doğru çok yazık . Hem sonra bu kadın sizin de sinirlerinizi bozmuş  ve iyi bir cezayı hakketmiş ,
  asalım taksim meydanında  şu kadını da ders olsun !!! "

5 Aralık 2011 Pazartesi

ABD den YENİ EMİRLER GELMİŞTİR MUHAKKAK ..

Eminim siz şimdi gene bu konuya değindiğim için kızacaksınız.

Hiç farketmez vallahi. İsterseniz kızın isterseniz bağırın ,ama bu gerçeği göz ardı edemezsiniz.

Evet yeni direktifler geldi .

Hemide bizi hiç sevmeyen, hatta türk düşmanı diye bilinen Biden tarafından .

Tabii protokol gereği yalakalık had safhadaydı . Cumhurbaşkanı nın adama bir sarılışı, öpüşü vardı görmeliydiniz . Sanırdınız ki kırk yıllık dostu . O ne sevgi o ne aşk öyle . Benim bile gözlerim yaşardı .

Bir müddet önce başkakan İsrail Cumhurbaşkanı nı benzetmişti . Ne olur sanki bu seferde bu geri zekalı , içten pazarlıklı türk düşmanı  Biden ide bir benzetselerdi ya .

Ama tabii sıkardı biraz .

Bizim toplumlarda erkeklere mutlak saygı vardır , dolayısıyla  masaldaki erkek olan ABD ye kafa tutmak haddimize mi.

Dünyaya türk usulü islamı , türban ile yaymaya çalışan bugünkü iktidarımız , ABD li yetkililere de Başakakan'ın evinde terlik giydirerek yeni bir zafer elde etti .  İstermisiniz yakında Beyaz Saray'a terlik le girilmeye başlansın ve ortalık baden bıyıklı conilerle dolsun . 

Biden , bizden,  İsrail'e  mutlak sadakat , Ruhban Okulunun açılmasını , Suriye'ye sürekli fırça atılmasını , İran'a yaptırımlara katılmamızı istedi .

Biz ise utana sıkıla , İncirlik teki üsden kalkacak predatör lerin  PKK yı bombalamalarını istedik ama tabii cevap "hayır " oldu . Eminim Biden , insanları bombalamanın kötü olduğunu bile söylemiştir bizim zevat'a .

En önemli ABD talebi ise " yeni anayasa ile dini özgürlüklerin gelişmesini sağlayın " olmuş . Başka konu kalmamış gibi utanmadan bu konuda emir veriyorlar . Tabi bizimkilerin cavabı da " inşallah , her işte bir hayır vardır " olmuştur .

Durum budur . Kocamız yeni emirlerle gelip , stratejik dostluk laflarıyla bizi okşayıp gitmiştir .

Yeni bir durum yok . ABD ye hizmete DEVAM .

29 Kasım 2011 Salı

BİLGELİĞİN DAYANILMAZ SAÇMALIĞI .

Erkeklerin yüzlerinde çıkan kıllara SAKAL denir . 

SAKAL tarih boyunca erkek görünümünde önemli bir yer tutmuştur . kesilip atıldığı dönemler olduğu gibi ,  imajın önde gelen nesnesi olarak  baş tacı edilerek moda dünyasının sayılı unsurlarından biri olmuştur . 

İskambil kağıtlarındaki  papaz bile sakallıdır . 

Erkeklerin yüzünde ortalama 30.000 sakal kılı bulunmaktadır ve bu meret kıllar her gün 0.38mm uzar . 

SAKAL , kendisine farklı anlamlar yüklenmek suretiyle tarihi ve içtimai bir önem de taşımıştır , taşımaktadır ve bu ilkel kafalar olduğu sürece taşımaya devam edecektir. 

SAKAL a bilgelik yüklenmiştir . " Sakalımız yok ki sözümüzü dinletelim "  deriz. 

SAKAL , ermişliğin , evliyalığın da simgesidir.  Ak sakallı ihtiyarlar doğru yolu gösterirler . Aralarında sapık olanlar da yok değildir .

SAKAL güç de ifade eder . Erkek aslanlar sakallıdır . 

Buna karşılık ,SAKAL  pasaklılık , bakımsızlık , kirliliğinde ifadesi olabilir . " Aşağı tükürsen sakal , yukarı tükürsen bıyık gibi ." 

Esas problem , SAKAL ın dinsel alanda önemli bir yeri olmasıdır . Eski tanrıların çoğunun sakallı olduğu görülmektedir nedense . 

Yeni tanrıda SAKAL  olup olmadığı bilinmemektedir. 

Tüm din adamları - imamlar , papazlar , hahamlar filan falan - sakallıdır . Sanki sakalsız olunca boş boş konuşamayacaklarmış gibi . 

Bunun bir kural mı , gelenek mi , inanış mı olduğu hiçmi hiç ilgilendirmiyor insanları ama nedense onlar sürekli SAKAL üzerine boş laflar üretmeye devam ediyorlar . 

SAKAL kesmenin günah olduğu bir toplum düşünebiliyormusunuz ??  peygamber sakallı diye hayatının sonuna kadar SAKAL lı dolaşmak nasıl bir anlayışdır . 

Peygamber in sakalını , bıyığını , giydiklerini taklit etmekten başka yapacakları şey yokmu bu insanların ?

Peygamber in binlerce söylemleri arasında  "SAKAL bırakın   ey cemaat-i müslümin "  olduğunu bilen varmı ? 

Adam, insanları doğruya  düzene sokmak için güzel güzel laflar etmiş , nasihatlar da bulunmuş . Onda birini uygulasanız insan olursunuz .

Ama SAKAL a takıldığınız için, böyle sefalet ve cehalet içinde birbirinizi yersiniz .. 

Afiyet olsun .  

27 Kasım 2011 Pazar

MÜSTEHCEN TAVUK.

Bir gazetemizde çok ama çok enteresan gelecek bir haber okudum .

Tabii, bana enteresan gelmedi ama eminim bu coğrafyada yaşayan insanların çoğuna öyle gelecektir.

Allahın tavuğu bir insana seksi gelebilirmi ?

Gelirse nasıl gelir ?

Ben, tavuğu kendi haline , ortalıkda koşan duran , bol bol sıçan , sıçtığını gagalayan , horozlara kur yapan 2 ayaklı bir hayvan olarak görmüşümdür.

Çıkarttığı sesler bile hoşuma gitmiştir .

Gıt gıt gıdaaaakk yumurtam sıcak , inanmazsan gelde bak ..

İşte tüm problem burada başlamaktadır . Gazetede tavuğun çıplak fotoğrafından şikayette bulunan ve tavuğun seksi poz vermesinden dolayı mağdur olduğunu ifade  eden vatandaş - üstelik kadın - müstehcenlik sınırının aşıldığından dem vurmuştur .

Türban , badem bıyık , haremlik, selamlık derken şimdi de Tavuk Hakları karşımıza çıkmış bulunmaktadır .

Son yayınlanan tamimde " Restaurant, lokanta , bar gibi yemek hizmeti verilen mekanlarda Tavukların öyle bacakları açık göğüsleri meydanda sergilenmesi yasaklanmıştır .

Tavuklar , sergilendikleri tabaklarda elleri ve ayakları açıkta kalacak  , diğer kısımları uygun bir örtüyle kapatılmak suretiyle halkımızın beğenisine sunulacaklardır .

Karakaçan ile arkadaşlık (!) yapıp ilişki yaşayanları çok duymuştuk ama Tavuğu cinsel olarak kendine uygun görenine de rastlamamıştık .

Daha doğrusu Tavuğu seksi bulana da rastlamamıştık . Çok şükür bugünleride görmüş olduk .

Bu şikayeti yapan kadıncağızın şöyle bir yorumda bulunduğunu düşünür gibiyim .

" kız sen ne güzel şeysin , o ne güzel bacaklar öyle tombul tombul , gel bakayım sen buraya .."

" gıt gıt gıdak (?) .."

22 Kasım 2011 Salı

BENİ İYİ HALDEN AFFEDİN HAKİM BEYCİĞİM ..NE OLUR .

Son zamanlarda bir çok çarpık karara imza atan hakim beylerimizden biri  harika bir karara daha imza atdı .

Bence, onun yerine sanık yakınlarından biri  bu karara parmak basmıştır .

Böyle bir karara imza atmak için insanın şuursuz olması gerekiyor. . Gerçi şuursuz insan dolu bu ülke ama genede bu karar inanılmaz bir icraat .

Geçenlerde bir erkek vatandaş, bir kadını öldürüyor, testere , balta, kerpeten, bıçak yardımıyla kadıncağızın tüm vücudunu parçalara bölüyor .

Unutmadan söyleyeyim, kadın ölmüş bu işlemler sonunda !

Yakalanıyor, makhemeye çıkartıyorlar .

Adam, aslan gibi nasıl yaptığını anlatıyor , bülbül gibi ötüyor.

Yargılama sonucu müebbet . Şimdi sıkı durun ; Sayın Hakim vatandaşa iyi halden 25 yıl veriyor .

İyi hal ne demek diye düşünüyorsunuz değilmi ? Bakın Hakim'in ne düşünmüş olabileceğini ben size anlatmaya çalışayım .  Gazeteci arkadaş soruyor;

-" sayın hakimim böyle bir caniye iyi hal indirimi nasıl verdiniz, anlamak mümkün değil ."
Hakim, yılların vermiş olduğu olgunluk ve cübbesinin ona kazandırmış olduğu  "Yüksek İnsan Statüsü "  rütbesi ile gerinerek cevap verir .

-" Biz gerekli tanıkları dinledik , sanığın ifadelerinden yola çıkarak bir karara vardık . Bu kararımızı açıklayana kadar geçen süre içerisinde Sanık gayet muntazam bir şekilde sandalyesinde oturdu .  Çok efendiydi , çiklet bile çiğnemedi . Hürriyet Gazetesi bile okumadı . "

-" sayın hakim bu iyi hal indirimi için geçerli sebep olabilirmi ? "

-" tabii olamaz aslan kardeşim . Biz bu karara sanığın bize vermiş olduğu ifadelerin irdelenmesi sonucu vardık .
  Sanık bize, merhumeyi keserken sterilize aletler kullandığını , kesim işleminden önce kafasına temiz bir çekiç ile vurarark bayılttığını ifade etti . Dolayısıyla merhumenin, kesim işlemi sırasında tamamiyle hijyenik koşullar altında  kesinlikle acı  duymadığını  anlattı .
  Hatta ve hatta , kesim işlemi sırasında  kulhüvallah , işlemden sonra ise fatiha yı defalarca okuduğunu söyledi .
 Defin işleminin yapıldığı çöp konteyner lerine parçaları , kirlenmesinler diye yeni poşetlere sararak bıraktığını ifade etti .
Dolayısıyla maktulün , bu işlemler sırasında hiç acı duymamış olması bizim " iyi halden indirim" kararımız için geçerli bir sebepti .

 Gazeteci ağzı açık , kendinden geçmiş vaziyette, zorla son bir soru yöneltmeye karar verdi ;
-" sayın hakim hala bulunmayan parçalar var , buna ne diyeceksiniz ?"

-" efendim sanığın şokta olduğu gerçeğinden yola çıkarak , en kısa zamanda hafızasını geri kazanacağına ve geri kalan ufak tefek parçaların yerini de söyleyeceğini ümit etmekten başka yapacak bir şeyimiz yok "

-" sağolun efenim "

-" estağfurullah . Hukuk hepimize lazım. Adalet malın yongasıdır .

-" ??? "

20 Kasım 2011 Pazar

UYANIK TÜRKİYELİLERDEN BİR ÇİFT..

Dağda Mahsur Kalan Genç Çift, "Cemaat Kitabı" Sayesinde Yasama Döndü 
Geçtiğimiz haftasonu gittikleri Fırnız Yaylası gezisinden dönerken, araçlarının arızalanması sonucu Amanos dağlarında mahsur kalan Metin-Gülcan Görenel çifti son anda ölümden döndü.
 Akşamın bastırmasıyla birlikte başlayan yoğun kar yağışı altında saatlerce polis ve jandarmaya ulaşmaya çalışan talihsiz çift herhangi bir sonuç alamazken, Gülcan Görenel'in can havliyle aklına gelen bir fikir, bir anda olayların seyrini değiştirdi.

Cemaat ile ilgili kitap dinlemeye takıldı
Tam da cep telefonunun şarjı bitmek üzereyken Ankara'da yaşayan eski iş arkadaşı Sevilay Görkem'i aramayı akıl eden Gülcan Görenel, arkadaşına bir süredir yazmayı planladığı bir kitap projesinden söz etmeye başladı. "İmamla Dans" adını vermeyi düşündüğü kitabın, cemaatle ilgili daha önce hiç kimsenin bilmediği çok önemli birtakım gerçekleri gün yüzüne çıkaracağını detaylı bir şekilde anlatan Görenel, arkadaşının bir yanıt vermesine fırsat bırakmadan telefonu kapatarak eşiyle birlikte beklemeye başladı.

 Konuşmanın sona ermesinden yaklaşık yarım saat sonra genç çiftin bulunduğu bölgeye, helikopterle ulaşan terörle mücadele ekipleri, düzenledikleri operasyonla Metin ve Gülcan Görenel'i mahsur kaldıkları bölgede kıskıvrak yakaladılar.

 Donmak üzereyken ele geçirilen genç çift Hatay Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, burada gerçekleştirilen ilk tedavilerinin ardından tutuklu yargılanmak üzere Hatay Adliye'sine sevk edildiler
"Ölsek daha mı iyiydi?"
Hastane çıkışında basın mensuplarına kısa bir açıklama yapma şansı bulan Metin Görenel, "Ölsek daha mı iyiydi?" derken, eşi Gülcan hanım ise "Başka çaremiz kalmamıştı. İlla birinin başının yakmak gerekiyordu. Zaten Sevilay'la da eskiden beri aramız pek iyi değildir, iyi oldu, o da aradan çıktı" açıklamasını yapmakla yetindi.
Operasyonu yöneten Antakya Terörle Mücadele Şube Amiri Ferit Sarçın ise, operasyonun Ankara, Hatay merkez ve Amanos dağlarında eş zamanlı baskınlarla gerçekleştirildiğini belirterek emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Sarçın, operasyon sonucu Ankara'da ikamet eden Sevilay Görkem'in de Terör Örgütüne yardım ve yataklık etme suçundan gözaltına alındığını belirterek şöyle devam etti: "Bu şahısların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen laptop, netbook ve kişisel bilgisayarlar üzerinde incelemelerimiz sürüyor. Gerçi şimdiye kadar önemli bir şey bulabilmiş değiliz ama yine de nolur nolmaz diyerek hepsini güzelce formatlayıp sıfırdan Windows kurduk. Artık 15 saniyede açılıyor aletler..." 

"Hassasiyetlerimiz suistimal ediliyor olabilir"

Bu ara nedense böyle çok fazla ihbar almaya başladıklarını belirten Sarçın, son olarak şunları söyledi: "Daha bu sabah evine hırsız giren bir vatandaşımız arayıp 10.000 TL nakit parası ve ziynet eşyalarıyla birlikte cemaat hakkında yazdığı bir kitaba ait taslakların çalındığını iddia etti. Güya hepsi aynı yerde duruyormuş bunların... Yani bir yandan her ihtimale karşı harıl harıl hırsızı arıyoruz ama artık kıllanmıyor da değiliz. Sanki birtakım hassasiyetlerimiz suistimal ediliyor gibi geliyor. Umarım yanılıyorumdur."

14 Kasım 2011 Pazartesi

BU DEPREM NEDEN HEP TÜRK HALKINI ÖLDÜRÜYOR ...

IRKLARDA ÇORBA OLURMU ? OLURSA NE ÇORBASI OLUR .




ABD`deki Stanford Üniversitesi`nin araştırması, Anadolu`da yaşayan insanların dünyanın farklı bölgelerine ait 12 farklı gen taşıdığını ortaya koydu.

Araştırmaya göre, Anadolu insanı Kuzey Afrika`dan Finlandiya ve Hindistan`a kadar birçok farklı gen taşıyor.

ABD`deki Stanford Üniversitesi`nin yaptığı bir araştırma, Anadolu`nun dünyanın en çeşitli gen yapısına sahip bölgelerinden biri olduğunu ortaya koydu. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi Genetik Bölümü`nün 2003 yılında başlayan araştırmasına göre, Anadolu`da yaşayan insanlar, Sibirya`dan Finlandiya`ya, Orta Asya`dan Balkanlar`a ve Hindistan`dan Kafkaslara kadar birçok farklı halkın genlerini taşıyor.

95 bölgeden örnek alındı

Aralarında Türk uzmanların da bulunduğu 15 kişilik geniş bir ekip tarafından yapılan "Anadolu`nun Genetik Profili" isimli araştırmada,En yüksek oran `J geni`
İşte yapılan araştırmaya göre Anadolu`da yaşayan toplulukların taşıdığı genler:

J geni (Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Balkan): Yüzde 33.8

R geni (Avrupa): Yüzde 24

E geni (Afrika ve Güney Avrupa): Yüzde 11.4

G geni (İran ve Kafkas): Yüzde 11

I geni (Kuzey ve Doğu Avrupa): Yüzde 5.2

L geni (Hindistan): Yüzde 4.2

N geni (Sibirya ve Finlandiya): Yüzde 3.9

C, Q ve O geni (Orta Asya): Yüzde 3.4

K geni (Pakistan): Yüzde 2.5

A geni (Afrika): Yüzde 1

 Anadolu, insanlık tarihi için anahtar coğrafyadır. Anadolu üzerinden bir kol Avrupa`ya diğer kol ise Orta Asya ve sonrasında Kuzey, Güney ve Uzak Doğu`ya gittiler.

 DNA şifrelerimizde dünyanın bütün DNA kökleri bulunmakta.

Anadolu tüm ırklar, etnik unsurlar ve medeniyetler için bir kaynaşma potasıdır."

Türkler Avrupa nın en karısık halkımı  dersiniz .

İSVİÇRE merkezli  Genea şirketinin geçen mayıs ayında yaptığı araştırmaya göre ise, Avrupa`da yaşayan halklar arasında genetik anlamda "EN KARIŞIK  ve EN AZ SAFKAN " olan topluluk Türkiye halkı.

Avrupa ve Türkiye`nin çevresindeki bölgede bu kadar karmaşık bir genetiğe sahip olan başka bir millet daha yok.

Türklerin taşıdığı genler ise şöyle: 1) Türk, 2) Berberi, 3) Yunan, 4) Alman, 5) Slav, 6) Arap, 7) Yahudi, 8) Balkan

Anneciğim ! hani ne oldu o anlatılan ari türk ırkına...!

SONUÇ MU ?        

 Zebze Çorbası.

13 Kasım 2011 Pazar

BİZ %10 TÜRKLER NEDEN BÖYLE OLDUK .

Bir spor müsabakasında yenilmek kadar normal birşey yoktur .
Ne derler , " yenmek de var yenilmekte " .
Yenileceksinki yenmeyi öğrenesin .
Futbol da bildiğim kadar bir spor dalı . Milyarlar bu spora aşık . Tabii bilhassa ilkel insanların yaşadığı toplumlarda bu aşk fanatizme dönüyor .
Adam , karısından çok tuttuğu takımı seviyor . Hayatı maça endeksli . Sanki Top ile evli .
Dolayısıyla, hobileri olmayan , zamanını nasıl geçireceğini bilemeyen, konuşacak konu bulamayan tüm dallamalar çılgınlar gibi futbol manyağı oluveriyorlar .
Biz de, bu özellikleri taşıyan nüfus %95 dolayında olduğu için futbol manyaklığı had safhada .
Tabii, bu sporda başarılı olmak için iyi eğitimli , ahlaklı , zeki olmak lazım . iyi eğitim olmasa bile insanın kendisini yetiştirmesi , bu açığını kapatması gerekir .
Sporcu, bilinçli , çalışkan ve en önemlisi para kazandığı kuruma, camiaya kendini sorumlu hissetmesi lazım .
İçinde yaşadığı topluma karşı bazı sorumlıulukları olduğunu öğrenmesi gerek . Hayatının her döneminde, mesela okulda , işyerinde , evinde bir takım insanların kendisinden beklentileri olduğu ve kendisinin de onlara karşı sorumlulukları olduğunu kafasına kazıması lazım .
Gelelim bizim futbolcu adını verdiğimiz ve beherine milyonlarca dolar ödediğimiz müsveddelere .
Bu ruhsuzlar topluluğunun cahil cühela kimseler, eğitimsiz , sorumsuz , para ve karı düşkünü olduğu gerçeğini hepimiz biliyoruz .
Ama bu adamların milliyetçi duygulardan, yaşadıkları vatanda , kendisine vergileriyle milyonlarca lira para veren diğer vatandaşlara karşı hissetmeleri gereken sorumlulukdan haberleri bile yok .
Bu sorumsuzlar ordusundan kurtulma şansı da yok kulüplerin çünki korkunç tazminatlar ödemek zorundalar .
Yani , bunlar tonla para alır ama oynamazlar , oyna deyince küserler , haklı olarak kovarsan tazminat isterler .
İnsan çıkar memleketi için canını dişine takar , terini son damlasına kadar akıtır .
Akıtmazsan sen benim gözümde HAİN sin .
Sana lanet olsun . Al arkadaşlarını  uza …

10 Kasım 2011 Perşembe

NASIL JAPON ÖLDÜRÜLÜR ..

2. dünya savaşaında  tüm dünyanın ancak " Atom Bombası " kullanarak dize getirdiği japonları, biz, yani  " dünyanın en mümtaz milleti pardon illeti "  Türkler silah filan kullanmadan başardık .

Depremzedelere yardıma gelmiş o harika kişilik, kendini insanlığa adamış Miyuki Konnai yi 3-5 çapulcu devlet görevlisinin savsaklamaları sonucu ÖLDÜRDÜK .

Kızacak ne var anlayamadım, bende bazen şaşırıyorum ya !

 " Alın yazısı  "  değilmi .  Yani Tanrının eseri ..

"  Her işte bir hayır vardır "  dersiniz karısına  .

Lanet olsun bu topraklara beni gönderen uzaylılara ..

9 Kasım 2011 Çarşamba

UÇUÇ BÖCECİKLERİNİN MÜMTAZ HALKIMIZ ÜZERİNDEKİ ROLLERİ .

UĞUR BÖCEĞİ

Hepinizin bildiği üzere, insanların ilkel olduğu zamanlarda uydurmuş olduğu bazı inançlar vardır.

Bunlar nesilden nesile geçer . Hatta format değiştirerek inanılmaz bir hale gelebilirler .

Hani, kulaktan kulağa oyunu vardır,  siz yanınızdakinin kulağına “otlu çörek “ dersiniz de en sonraki vatandaş “ boklu  bebek “ deyiverir .

İşte bu inanışlar da böyledir .

Ben en çok Uğur Böceği inanışına hastayım .

Yolda yürürken birden herkes çığlık çığlığa bağırmaya başlar,  “ aa üzerine uğur böceği kondu “ diye .  Yalvarırlar kaçmasın diye . Neden çünki  hepsi birer dilek dileyeceklerdir .

“ allahım ne olur bana sınıfımı geçmeyi nasip eyle   
“ ayy inşallah Hasan  beni seviyordur “
“ bu sene çok param olsun “
“ tek isteğim Kemercountry de bir ev o kadar “

Sonra garibim uğur böceği nazik bir şekilde uçmaya davet edilir .

Şarkılar , türküler eşliğinde  dileklerimizi yerine getirme işini icra edebilmesi için UÇUÇ böceği havaya uçurulur .

UÇUÇ böceğinin rahat ve huzur içinde dileklerimizi yerine getirebilmesi için dua mırıldananlarda çoğunluktadır ;
“ allahım bu güzel uçuç böceğinin yalunu açık et , ona akıl fikir ihsan eyle ki , bizim dileklerimizi yerine getirebilsin “
“ hadi be aslanım uç git de benim dileğimi yerine getir , helal sana .”

Tabii zavallı UÇUÇ böceği bu, saçma tapan  dileklerden habersiz gazlar gider .

Şimdilerde tüm çiçekçilerde UÇUÇ BÖCEĞİ madası başladı . Her buketin üzerine 3-4 tahta böcek yapıştırır oldular . Tüm evlerimiz uçuç böcekleri ile doldu .

Hepimiz sabah kalkar kalkmaz banyoda aynalarda,  sonra mutfakda dolapların üzerlerinde  uçuç böcekleri  tarafından karşılanır olduk .

-“ Günaydın şirin şey nasılsın bugün? Aa bak sakın dün geceki dileklerimi unutma “
veya
-“ bak ne güzel kalktık, yeni bir güne başlıyoruz , bugün bana çok para lazım , ona göre “
Gibi saçma sapan konuşmalara şahit olabilirsiniz .

Hatta ve hatta bazı manyakların bu tahta uçuç böceklerini çantalarında , gömlek üst ceplerinde taşıdıklarına şahit olabilirsiniz .
Gün içerisinde bunları  çıkarıp öpüp okşadıklarına şahit olabilirsiniz .

Son moda olarak, yazılan muskalara birer adet uçuç böceki ilave edildiğide gelen bilgiler arasında .

Kısacası milletimiz, pardon illetimiz saçma sapan inanışlarına hergün bir yenisini eklemektedir .

Durum böyle dostlar. Üzerinizden uçuç böcecikleri eksik olmasınki , şansınız bol olsun .

4 Kasım 2011 Cuma

TOPLU SAPIKLIK NASIL OLUR .

Kapalı bir mekana 550 kişiyi doldurursanız toplu sapıklık olur .

13 yaşındaki kızın ırzına geçerler  Fatma Bacı  hariç hiç kimseden ses çıkmaz .

Çıkmaması demek, durumdan hoşnutsuzluk duymayanlar olduğunu gösterir .

Veya dötünü kıpırdatmaya tenezzül etmeyenler var demektir .

Her iki şekilde de maalesef  önüm arkam , sağım solum saklanmayan sobe oluyor .

Sizde dötünüzü kollayın .

Yargı da ellerinde, kolluk kuvvetleri de .

Karakol da mikerler, yargıda hırpalarlar .

Alın yazısı bu alın yazısı .

Tanrı böyle buyurmuş derler ..

Haa birde ramazanda olursa bu işler ve kanamanız olursa;

-" orucunuz  bozuldu  " diye bir de linç edilebilirsiniz.

12 yaşına gelen kızlarınız kadın olmuşlar ve evlenecek yaşa gelmişlerdir .

"Olurmu öyle şey ya " demeyin sakın .

Bir de günaha girersiniz .

Nedir bu 12-13 yaş sapkınlığı diye sorduğunuzu duyar gibiyim .

Oku oku minder yap ..

2 Kasım 2011 Çarşamba

BORSA ADLI TİYATRO , TEMSİL AYNI ( ! )

Standard &Poor  adlı tiyatro  grubunun ABD nin kredi notunu düşürürüm ha diye korkutması bile Manipülatör ve spekülatör arkadaşları frenleyememiş ve '' bize ne biz batmadan duramıyoruz , kağıt almamız lazım , tutmayın bizi '' lafları arasında alıma geçeceklerinin sinyalini vermişlerdir.
Dolayısıyla  Dow Jones adlı amerikan Kumarhane Şirketi  :

 CUMA GUNUNE KADAR 11.983 YENİ HAFTADADA 12.000 DENEMESİ YAPABİLİR.

Bu deneme ile birlikte Canım Türkiyemdeki Spekülatör ve kumarbaz arkadaşlarda fırsatdan istifade alıma geçip trenin son vagonuna atlamakta uzman olan halk kitlelerinide peşlerinden sürüklüyebilir ve daha sonra aldıkları çok değerli kağıt parçalarını bu kişilere uygun fiyatlara ????? satabilirler ..

Cuma akşamı kendilerinden  Menkul Kıymetli şirketlerin önlerinde
 - '' ne güzel çıkıyordu , durup dururken niye düştü ? ''
- '' ulan  keşke satsaydım , dealer söyledi de ''
- '' ya inbeler gene çaktılar malı bize ''
- '' ben biliyordum bunun böyle olacağını ama Trantürk holding prim yapınca yukarı gidiyor zannettim ''
- '' ulan bu S&P denen iblis şirket durup dururken neden gene ABD nin notunu düşürebileceğini söyledi , altı üstü 2 trilyon dolar borcu var adamların , neki ''- '' keşke Toç Holding alıp 2 kademe üstüne satsaydık , dedim ben sana '
'- '' bir daha buraya uğrarsam ne olayım ''
- '' bu dünyanın çivisi çıkmış  , lanet olsun ''
-'' endeks te destek vardı demedimi bu Dealer aslanım , kıramadık direnci destek çöktü tabii ''
-'' pazartesi asya borsaları da çöker şimdi boku yedik ''
-'' toparlar toparlar , bak ABD de işsizlik beklentisi 640000 idi 639850 çıkmış yani beklenenden daha iyi yani 150 kişiye iş yaratılımış ''
- '' ha bak bu iyi demek dimi ''  .
                  diye sızlanan tonla vatandaşa rastlayabilirsiniz.Kısacası ahlar vahlar ve en önemlisi KEŞKE ler arasında  geçecek yeni bir komedi oyununa daha başlıyoruz .

 RTE  TV lere 13 defa çıkacak  ekonomiden sorumlu Bando eşliğinde hüzzam makamında  derlemeler söyleyecek ,allahın inananların yanın da olduğunundan bahsedecek , allahın izniyle Derecelendirme kuruluşlarının notlarını daha iyi vereceklerini söyleyecek ,

- ''sımsıcak paralar gelmeye devam ediyor ,
 -elektrik özelleştirmelerinden 20 milyar dolar gelecek ,
-daha satacak çok şeyimiz var , allahın izniyle gerekirse %52 in şeyleride satılabilir  ,
-işsizliğe çözüm bulmak üzereyiz  ,
-bando daki arkadaşlarımız çare arıyorlar , bulur bulmaz haber verecekler ,
 -cari açığımız için üzülmeyin üşümemesi için en kısa sürede kapatacağız ''   diye pompalama faaliyetlerine devam edecek .

Nüfusumuzun yarısı açlık sınırında olabilir ama  -''   bakın Borsamız %0.03 oranında yükseldi , hayırlı uğurlu olsun ''  diye moral verecektir.

Devlet İstatistik Enstitüsü ise  Noel ağacı süslemeleri , kedi maması , firkete , prezervatif , musluk contası , bardak altlığı , plastik huni , oyuncak AYI , duvar çivisi , kürdan , uçak benzini , balon , füze tankı gibi çok sık kullandığımız ürünleri ilave ederek bulmuş olduğu TÜFE oranlarını açıklayarak bizleri mutlu edecektir

.Borsamızda Destek ve direnç birbirine çok yaklaşmış olup bu aralıklarda işlem yaparken dikkatli olmanızı alımlarınızı CNBŞ-e deki harikulade yorumlara göre yapmanızı tavsiye ederim ..

Bovespa , Merval ve Nİjerya borsalarını takip etmenizde fayda vardır ..

 Haydan gelen huya gider şeklinde düşünen dostlarımızı Tiyatro ya bekliyoruz..