30 Haziran 2011 Perşembe

MAHO oluvedi NAZO ..

Zaten doğumuda bir garipti .

9 ay bekledik erkek olacak diye .

Neden mi ?

Neden olacak, bir yığın insan bir yığın alaturka test yaptılar ve erkek olacak dediler .

Kimi makas testi yaptı, makasın ağzı açıldı, hah erkek olacak dediler . Kimi garının garnı yumurta gibi erkek olacak dediler .

Daha bir yığın kocakarı testleri yapıldı . Sonuç : hep erkek tam erkek .

Bizde bunlara inanır gibi olduk,  gittik,  doğmayan bebek'in adını Maho koyduk .

Ondan sonrası tam bir komedi . Maho aşağı Maho yukarı . Maho geldi , Maho gitti.

Kısacası bir Maho tiyatrosu oynanıyor .

Küt bir telefon
-'' alo Enis senmisin ? ''
 - ''evet lan benim  kim olacak ''
-" ha baba naber ne var ne yok , Maho dan ne haber ? ''
-" lan oğlum bu herif çok tekmeliyor, herhalde büyüyünce fudbolcu yapcez "

İşte böyle geçti günler, taa ki doğumhane nin kapısında  Hemşire dışarı çıkıp ta
-'' müjdeler bir kızınız oldu ''  diyene kadar .

Şrak kadanak bayılmışım . Bayılmamın sebebi kırolar gibi erkek çocuk delisi olupta kız çocuk gelince şoke olmamdan değil, o kapının önünde kısacık koridorda yaklaşık 25-26 kilometro volta atmış olmanın verdiği  zevkli yorgunlukdu .

Derken doktor çıkar dışarı , sırıtarak .
-" hadi gözün aydın kapkara bir  kızın oldu ''  . kendimizi o kadar alıştırmışız ki  erkek çocuğa, ağzımdan ;
 -" hadi ya ''  çıkmış .  Tabii doktor amca gülerek yürüdü gitti . Alışmış adam keza manyaklara .

Maho oldumu Nazo ..

Kayınvalide nin bana sarılışını hatırlıyorum. Bir de Zümrüt'ün gülümsemesini hiç unutamam, sanki kendi çocuğu olmuş gibi sevindi yavrucak .

Bekledik bir 10 dakika, sanki yıllar geçti, çıkarttılar dışarı . Sanki siyah bir maymun, gülüyor gibi .

Hüngür .

Hala ne zaman düşünsem hüngür . Bende sulugöz oldum gitti . Yaşlılıkmı nedir . yoksa acaba mesafenin vermiş olduğu özlemin intikamı mı  dersiniz .

Dedim ya o ilk görüntüsü gülüyor gibiydi . Ondan sonraki yıllar hep güldü , güldü . Yüzerken bile kahkahalar atardı .

Yatağın içinde yatmış , ayaklarıyla biberonu tutmuş gülerdi .  Banyo yaparken gülerdi , gözüne sabun kaçar kahkahalar atardı .

Havadan yaprak düşerken, onu neşe içinde kovalar, yakaladığı zaman çılgınlar gibi çığlıklar atardı .
hep gülerdi, hep neşeliydi, hep sevecendi, hep sevgi doluydu . Bilhassa hayvanlara ve bana(!) karşı inanılmaz sevgi yüklüydü .

Neden böyle past tense kullanıyorsun diye sorabilirsiniz . Eskisi kadar sık göremeyince,  insan geçmişiyle daha fazla yaşamaya başlıyor . Geçmişde yaşanmış sevimlilikler eğlenceniz  oluyor .

Gözden ırak olan , gönülden de ırak olur derler . Doğrumu acaba ? Bu atasözlerinin bazıları da kafamı bozuyor vallahi billahi.

Hiç zannetmiyorum, öyle olmamasını diliyorum. Bekleyip göreceğiz .

Küçük misafirim geliyor . gel Bebiş gel, tam zamanında geliyorsun .

Yakıtım bitmek üzereydi.

Fulle babişkoyu .

 

28 Haziran 2011 Salı

RADYASYON VE ÇEŞİTLİ DALGALAR

Belki biliyorsunuzdur, doğadaki gerek her türlü  ürünler gerekse doğadaki çeşitli olaylar, sürekli  bir çeşit zararlı ışınlar yayıyor.
Cep telefonları’nın yaydığı radyasyonlu dalgalar konusunda yıllarca uyarılıyoruz .
Kimi bilim adamına gore Röntgen cihazı bile cep telefonlarından daha az radyasyon yayıyor
Demekki, bundan sonra ufak bir röntgen cihazı alacağız, hem röntgen çekip  hem konuşacağız  dermişim .

Gerçi hepinizin bilmediği bir konu var . Sabahtan akşama kadar dizi seyredip, radyasyonlu cep telefonlarınızla çan çun ederseniz , tabiiki bir boktan haberiniz olmaz . öyle tın tın olursunuz işte ..
Bir kere elektromanyetik  dalgalar ile radyasyon arasında fark vardır . Ama siz  cahiller bu ikisini hep karıştırıyorsunuz . Bir çok deyimi karıştırdığınız gibi . Mesela ‘’ teşbihte hata olmaz “ yerine “ temsilde hata olmaz ‘’ veya “ tesbihte hata olmaz “ denildiği gibi .
Her madde ve cihaz etrafına belirli oranlarda enerji bırakır . Bunlar radyasyon değildir .
Dünya Sağlık Örgütü tarafından cep telefonlarının  2B risk grubuna alındığını söylüyorum .
Bu 2B grubu içerisinde , şimdi dikkatli durum , Turşu ve kahve de var . Var ama, tabii sizin de bir küp turşu yiyeceğinizi  beklemiyoruz . Eğer yerseniz , çöp tenekenizi pardon midenizi bozarsınız .
Veyahutta oturup 15 fincan, eğer kıroysanız bardak,  kahve içerseniz, cep telefonundan aldığınız elektromanyetik dalgadan daha fazla zarar görürsünüz.
Veya TV de saatlerce siyasetçileri seyrederseniz manyak olursunuz . Gerçi bir değişiklik olmaz ama !
Sonracığıma, cep telefonundan aldığınız zararlı dalgaların etkisini azaltabilmeniz için alınacak önlemler belli . Kulaklık kullanın , jep telefonunuzu kulağınızdan uzak tutun , aranıza bir parmak koyun , genital bölgenizde tutmayın  yoksa kuş ötmez filan falan gibi önlemler alabiliyorsunuz .
Ama yemeye ,içmeye bir çözüm getirmiyor bilim adamları pardon insanları .( yaa güzel arkadaşlar bu '' Bilim insanı '' lafına da fena takıldım vallahi . Kaç tane bilim karısı gördünüz yada duydunuz ? )
Şu cinsel eşitlik diye diye tüm erkekleri nonoş yapacak bunlar . Galiba erkekler konusunda gizli bir plan yürütmeye konuldu. Dikkat edelim lütfen . 
Dolayısıyla bırakın sürekli kabuslar görmeyi,  her şeyi  kararında yapın . Ne saatlerce telefon ile boş boş konuşun, ne de öküzler gibi bir oturuşta 2 porsiyon mantı veya bir paket çiğdem çekirdek yiyin .
İnsan olun insan.. Adamı hasta etmeyin.    

26 Haziran 2011 Pazar

HAYVANLARI RAHAT BIRAKALIM BENCE .

Hayvanları nedense her zaman es geçmişizdir .

Onlara yeterli önemi verdiğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz .

Ya da kendinizi kandırıyorsunuz .

Kaçımız, sokakta yaralı veya bacağı kırılmış bir hayvan görüpte oncağızı veterinere götürmüşüz .

Kimse, kimseyi kandırmasın, hiçbirimiz hayvanlara karşı yeterli derecede duyarlı değiliz .

Hele hele islamiyetin ince bir kolu olan şafilik de köpeklere karşı bir davranış tutumu varki utanç verici.

Zannedersiniz ki onlar şeytan, insanları kötü yola düşürmek için gönderilmişler .

Ama deyimlere gelince, hayvansız yapamayız .

Gerek kötülükleri belirtmek , gerekse ders vermek için hep hayvan çeşitlerini kullanırız .

Kadınları tasvir etmek için muhakkak bir hayvan kullandığımız gibi , hayatımızın her icraatını anlatmak için gene bir hayvan kullanırız.

Kaıdnlardan beklediğimizi alamazsak onlara KEDİ gibi nankör deriz .

Konu mefatimiz olduğu zaman; KAZ gelecek yerden TAVUK esirgenmez deriz .

Şanslı bir icraat yaptığımız da ise TURNA yı gözünden vurduğumuzu anlatırız. Hayvandaı neden gözünden vururuz oda belli değil .

Yaptığımız bir işe başkasının bulaşmasını istemediğimiz zamanlarda: Her KOYUN kendi bacağından asılır .

Birisi fazla sorun olmaya başladığı zaman, kendimizi avutmak için; " havlayan KÖPEK ısırmaz ".

Genç biri bizimle kafa bulduğu zaman ise '' KURT kocayınca ÇAKAL ın maskarası oluverir."

Bebeklerimizi LEYLEK ler getirir .

Birşeyin tehlikesini önemsemediğimizi anlatacağımız zaman " AT ın ölümü arpadan olur "

Cesaret gereken durumlarda " ölmüş EŞŞEK KURT dan korkmaz"

Birisi anlamadığı konularda boş boş konuşmaya başlarsa " erken öten HORUZ un başını kesiverirler'' olur biter . Kimsede'' ya bu horozun
başını niye keserler arkadaş'' diye merak etmez .

Gücü anlatmak için " ASLAN gibi adam  "

Pasif birini tarif etmek için " KOYUN gibi "

İtaatkar birini " köpek gibi sadık " diye anlatırız .

Kafası az çalışanlara da " KUŞ beyinli '' deriz .

Daha neler neler , maydanozlu köfteler .

Kimse de dönüp " ulan biz hayvanlara laf edeceğimize kendimize bakalım, gezegeni mahvettik , savaşıp duruyoruz , bütün yaptığımız üremek "
gibi bir analiz yapmıyor .

Bırakın hayvanları mutlu mutlu yaşasınlar. Bari onları kendimize benzetmeyelim .

Tamam mı HAYVAN herifler ...

23 Haziran 2011 Perşembe

Kumarhanemiz ve has oyuncu çocuklar.

İMKB denilen  kumarhanemiz, siz buna bazıları gibi  Borsa da diyebilirsiniz, son zamanlarda gavurların etkisiyle ve her zaman hazır ve nazır olan aptalların  etkisiyle, hayli çalkantılı bir dönem geçirmekte .
Mayıs ayının son haftası ile beraber, adeta Türkiye piyasalarına yönelik bir kriz senaryoları çerçevesinde raporlar adeta bombardıman şeklinde, bir biri ardınca yayınlandı .
Ancak bugün yayınlanan bu raporların, maalesef 2010 Ekim-Kasım aylarında, piyasalarımız adeta zirvelerde  rekorlar kırarken ve faizler son 30-35 yılın tarihi diplerini yaparken , abartılı bir şekilde verilmiş olması, Aziz Nesin Amca nın o %60'ına giren aptalları perişan etti .
Diyeceksiniz ki  bu Kumarhane gene neden battı .
Eee sizde hiç bir şeyden anlamıyorsunuz. Olay belli ; gavurlar,  bu topraklar  üzerinde yaşayan sipekülatörler, manipülatörler , bıyıklı yabancı tabir ediren TC vatandaşı dürzüler ve  kumarbaz amcalar ve kurumlar Kumarhanemize geldiler , tuvalet kağıtlarının fiyatlarını yükselttiler , tabii bunları alabilmek için yüksek fiyattan döviz satdılar.
Sonra Kumarhane deki fiyatlar eyicene yükselince , etrafa borsa 80.000 hatta 100.000 olacak diye güzel haberler saldılar .Tabii trenin son vagonuna atlamaya merakli angutlar bu kağıtları kalın amcalardan pahalı fiyattan aldılar .
Amcalar ve finanskurumları ( bunlara bildiğiniz çok popüler bankalarda dahil ) bu sefer ellerindeki parayla düşük fiyatlardan döviz aldılar .
Şimdi döviz fiyatları yükselecek. Yükselince onlar dövizlerini satacaklar ve düşmüş olan Kumarhanemizden yeniden ucuza kağıt satın alceler .
Bu böyle devam edip gidecek ve zavallı Türk ve diğer azınlık halkları da Kumarhanemiz yükseldikçe;
--'' yaşasın ekonomimiz düzeliyor '' diye sevinç çığlıkları atacaklar .
BORSA ölçü ya (!) .
Bu arada yurt dışından Türkiye ye para pompalayan hem dahili hem harici bedhahlar , hökümeti memnun etmek için Hazine Bonosu alacaklar ki; hökümet sıcak para girişine dur demesin .
Ne yani, siz şimdi memleketin durumu kötümü diyeceksiniz, bu yazıdan sonra ?
Salak olmayın arkadaşlar. Bakın memleketimiz de yaşayan canlı türlerinin %50 si hayatlarından memnun .
Sizde mutlu olmaya , memnun yaşamaya gayret edin .
 Battı balık yan gider ..
Ha; Tanrıya dua etmeyi de sakın ola ihmal etmeyin . Her şeyin tanrı bilir ..


YENİ EKONOMİ VE ORADAN BURADAN NAĞMELER.

Evet dostlar uzun zamandan beri Ekonomi işle ilgili bir yazı kaleme alamadık . Çünki ekonomik veriler okadar iyi , okadar iyiydiki şikayet edecek konu bulamadığımız için yazamadık .
Bilirsiniz iyi şeylerden bahsetmeyi unuttuk gibi bir durum hasıl oldu ülkemizde .
Hani derler ya  ''  ağzınla kuş tutsa yaranamaz ''  diye . İşte bizim hükümetde ne yapsa bizlere yaranamıyor . Dolayısıyla bende bu katmanda olduğum için ben de bir türlü yaptıkları iyi şeyleri sanki görmezden geliyorum .
Halbukine insanların biraz nankör olmaması lazım , takdir müessesesini çalıştırmaları gerekir .
58.000 lere düşen kumarhanemiz , pardon borsamız , birden bire bıyıklı yabancı amcaların can sıkıntısının vermiş olduğu bıkkınlığa bağlı hareketle yukarı fırladı ve bazı şirketlerin hisse senetleri   , harika bilançolarının etkisiyle çok güzel prim yaptılar.
Mesela Makine Takım - Galatasaray eskii başkanı Faruk Süren beyefendinin şirketi - inanılmaz iş potansiyeline ihracatıda takarak  , avrupanın önde gelen şirketlerinden biri olmayı başamıştır . Yıllardır herkes tarafından iştigal konusu bulunmaya çalışılan bu şirketimizin  ne yaptığını bilenlerin bize bildirmesini rica ederim .
Özen tekstil , keza çok iyi bir prim yapmıştır . iş konusu isminden de anlaşılacağı üzere arkadaşlar iç çamaşırı konusunda uzmanlaşmışlardır . Nijerya ve Sudan a kadın sütyeni ihraç etmektedirler . Bu sütyenler yenilebilir kumaştan yapılmakta olup . , yamyamlara  kolaylık kazandırmaktadır . Kadını yerken iç çamaşırılarını çıkartma gibi vakit kaybı olmamaktadır .
Banka kağıtlarımız da,  havale ücreti rekortmenleri Bankaların  Babalarından ( babacan )  yedikleri fırçadan sonra önce biraz horozlanmışlar fakat başbakan El Tayyip bey den korku dolu bakışları aldıktan sonra süt dökmüş kediye dönmüşler dir .
Daha sonra formaliteden bir kınama yazısı yayınlamışlar ve hemen yağlama işlemlerine geri dönmüşlerdir .
Ersin ağbi sert bakışlar fırlatmış ama menfaatlerini gözardı edmeyerek tekrar cici oğlan rolüne geri dönmüştür.
Seçimlerin yaklaştığı bu günlerde , muhalefetin propagandalarını yapabilecek  az sayıdaki gazete muhabirleri hükümet tarafından Silivri Tatil Köyün de ağılanmaya başlamışlardır .Bu arkadaşlar çift kaldıkları koğuşlarda birbirleri ile ileri geri konuştukları için  Adalet Bakanlığı tarafından hücre cezasına çarptırılmışlardır .
Alles inclusif  - herşey dahil - sistemde tatil yapan kişilerin biraz daha dikkatli davranmaları beklenmezmi ?
Nüfusumuz 2010 yılında 1.5 milyon kişi artmış , işsizlerden 350 bin kişiye iş bulunduğu söylenmiş , böylece işsiz sayısı 18 milyon 345 bin 532 kişiye düşmüştür .   Bu arkadaşlara

Bereket Duası hediye edilmiş ve dua etmeye devam etmeleri konusunda telkinde bulunulmuştur .
Sıkıntıları olanlara mahalle imamları yadımcı olacaktır.  Hayırlara vesile olsun .
İleride harika ekonomik verileri vermeye devam edeceğiz . Onlarca yıldır duyduğumuz Enerji programının nasıl  başarılı olduğunu ????? anlatacağız .
saygılar hepinize ..

22 Haziran 2011 Çarşamba

Ekonomik koşulların faizlere olan akrabalığı ....

 

Sevgili dostlar,
Bu mübarek Çarşamba günü  memleket ekonomimizde büyük değişiklikler olacak  .......
dermişim .. ve sizde heyecanlanırmışsınız mesela . hiç ümit etmeyin  böyle bir şey olmayacak .
Seçim havasından kurtulamadığımız  bu günlerde  hökümet tabiiki tüm kesimlere bol para dağıtacak havası verirken bir taraftan da yoğunlaşan talebe bağlı olarak fiyatlar ve zamlar açıklanmaya devam edecek , böylece aldığınız paraların değeri hemen hemen aynı kalacak .
  Siz erkek vatandaşlarımızın eline her zaman olduğu gibi bu seferde bir şey geçmeyecek . Hanımlarınız , olmadı çocuklarınız , olmadı  alentrik , su , gaz gibi fatura sahipleri  elinizdeki avucunuzdaki herşeyi paylaşacak .
Eğer  birşey kalırsa onu da şöyle güzel bir yerde masaj yaptırarak bitirmenizi tavsiye derim .Rahatlarsınız yarım gün ..
  Tüm avrupada tüm manipülatör , spekülatör , kumarbazlar şu sıralarda faaliyetde . 1 ay önce dökülen  EURO nun bugünlerde  DOLAR a karşı güçlendiğini göreceksiniz ve sebebini anlamayacaksınız . zaten anlamanız da mümkün olmayacak hiçbir zaman .
  Ne zamanki saksılarınızı kullanır ve tüm bunların - döviz hareketleri - bono ve tahviller , hisse senetleri , vadeler , faizler - birer tiyatro oyunu olduğunu  anlamak için biraz çaba sarfedersiniz ; o zaman hayatınız daha gerçekçi olmaya başlayacaktır ..
TV lerde boş boş konuşan ekonomistçiklere inanmayın sakın ha . Ne zamanki Borsa yükselmeye başlar, bunlar çıkıp moral pompalamaya çalışırlarki ; ellerindeki kağıtlarda yükselsin .  Bunlar daha sonra olumsuz konuşmaya başlarlar ki borsa düşsün  ve tekrar düşük fiyattan kağıt alsınlar .
Lafın kısası şudur ki; Borsa yükselince ekonomi düzeliyor sanmayın , bu adamlara kanmayın !
      İşsizlere çare bulmak için geliştirilen yeni projeler arasında en gerçekçisi kaybolmaya yüz tutmuş balıkçılıkla ilgili .
Tekrar denizlere verilen kanalizasyon sayesinde  gübrelenen ve dolayısıyla çok iyi beslenerek  2 katı fazla büyüyen balıklar ekonomimize nasılmı katkı sağlayacaklar .??
1. Mokla çabucak büyüyen balıklar  daha çabuk üreyecekler , üreyenler hemen çiftleşip üremeye başlayacaklar .
2. Böylece balık nüfusu hızla artmaya başlayacak .
3. nüfusu artan bu balıkları yakalamak için daha fazla balıkçı teknesi üretilecek . bu sektörde çalışan sayısı artacak
4. ayrıca av için gerekli olan ağları üretmek için bu sektöre de yeni işçiler alınacak .
5. bu teknelerde çalışacak  ve trolcülükle bu balıkların köklerini kazıyan karadenizli  vatandaşlarımızdan binlercesi işe alınacak .
6. yakalanan balıkları yemek için insanlar restaurant lara hücüm edecek . yeni garson , komi , aşçı ihtiyaçları doğacak .
 Uzun lafın kısası  BOK un faydalarını hep beraber göreceğiz .
İMKB de ne alırsanız alın , ne satarsanız satın . Tek dikkat edeceğiniz konu  yatrıım yapacağınız meblağ ı birkaç sene kullanamamayı gözönünde bulundurmanız . unutmayın her düşüşün bir çıkışı her çıkışın bir düşüşü olur . Yeterki düşerken az zarar görün .    allah düşürmesin ...
sevgiler hepinize ..