7 Ocak 2019 Pazartesi

TÜRKİYE DENEN BÖYÜK MEMLEKET


Zaten  geminin batmakta olduğu taa şeyden beri belli değimliydi.


Yıllardır politikacılardan şikayet eden bizler değilmiydik .


Onların kalitesiz, eğitimsiz ve sadece ceplerini doldurmak için seçildiklerini  söyleyip durmadıkmı .


Eğitim sistemimizin ezberciliğe dayandığını, çağdaş adam yetiştirmekten uzak olduğunu ,
birbirimize anlatıp durmadık mı ?


Bilimsellikle ilgili hiçbirşey yapılmadığını, sanayimizin bile kopyacılığa dayandığını,
AR_GE çalışmalarına para ayrılmadığından dolayı, her şeyimizi ithal ettiğimizi söyleyip durmadık mı .


Saçını sarıya boyayana orospu, bıyıklılara kıro , beyaz çorap giyenlere maganda, köydeki okul
eğitiminin kalitesi sayesinde aptal kalmış vatandaşa mal demedik mi.


Kimsenin birbirini sevmediği sevgisiz bir ortamda, toplumsal uzlaşma olmayacağını  
anlamadık mı sanki.


Tüm ülkeyi soyup soğana çevirmedikmi .


Depremzedelere mal götüren kamyonları , Darülacezeyi , Kızılay’ı , SSK yı dolandıran bizler
değilmliydik .


Her şeyin alaturka bir anlayışla yönetildiğini şikayet edip durmadık mı .


Askerin , polisin , devlet memurunun, öğretmenin , devlet erkanının karşısında, gururumuzu
ayaklar altına alıp hazırola geçmedik mi ve hala geçmiyormuyuz.


Her şeyi Allaha havale etmedik mi ve hala da her işimizi Allahın yardım ve destekleriyle
sürdürmüyormuyuz .


Atamızın yurdu emanet etdiği gençler ne yapıyor dersiniz .  hahaha tam bir komedi .
Onlar birer iletişim dahisi oldular da biz anlayamıyoruz .


Ya birbirinden farkı olmayan ve bir türlü bir araya gelemeyen aslan  solculara ne demeli .


Hastane, okul hizmetinden fazla olarak Cami hizmeti yokmu ?


Sonuç olarak, yıllardan beri bu memleketi düzeltmek, muasır millet seviyesine getirmek için
sadece ve sadece alışveriş merkezleri yapmanın , lüks araba kullanmanın, yazlıklarda
yazlanmanın yeterli olmadığını göremediğimiz doğru değil mi.


Paşalarda sağ olsun son yıllarda bayağı hasara uğramadılar mı . Birine etekli dediler ,
birine tarikatçı dediler , diğer biri maçlardan çıkamadı ve gizli görüşmeler uzmanı oldu ,
biri esti esti gürledi ama yağamadı gitti .


Kısacası 1923 den beri süren Derin Uyku durumu hala devam etmektedir .


Ara sıra, ciddi vatan evlatları çıkıp seslerini yükseltmeye çalışıyorlar ama onlarda yalnız kalmış
olmanın sıkıntısıyla  çabuk bıkıyorlar .


Kaleler birer birer düştü diyorlar . Sahi hangi Kaleler bunlar ? savunan askerler kimlerdi ?

Neyse iyi uykular.