23 Eylül 2021 Perşembe

BANA RANDEVU VERMEYEN CEHENNEMDE YANAR.

         

Murtakya Cumhurbaşkanı Teyyare Pasha , geçenlerde çok sevgili dostu ABD başkanı Biden denen dangalakla görüşmek için amerikaya gitti. Bütün amacı bol bol para kopartıp , geleceğini garanti altına almaktı. O müthiş ingilizcesi ile başkanı ikna edip, ona ne başarılı bir ekonomist olduğunu anlatacaktı. 

Kısacası , tarikat üyelerini toplayıp uçaklarına atlayarak yola çıktı. Tabi , firavunların eşyalarıyla mezara gömülmelerini örnek alarak, at arabalarını da uçağa yükledi.

Amerika ya vardığında ve uçaktan indiğinde onu karşılayan kişinin elini sıkarak " hello " dedi.

Adam türkçe " hoşgeldiniz efendim, nasılsınız " diye sordu . Cumhurbaşkanı daha önce sorulacak soruları ve cevapları çok zor da olsa ezberlediği için , karşılayan kişinin elini sıkıp " I am fine , havaryu " yu yapıştırdı. 5 kelimeyi ezberlemek için saatlerce uğraşmıştı, kendinle iftihar edebilirdi.

Adam konuşmaya devam etti " efendim müsaade ederseniz size karşılama ekibini takdim edeyim ".

CB hemen atılır " veri gud tenkyu " .

CB ve onu karşılayan adam sıra sıra armut gibi dizilmiş adamları teker teker ellerini sıkarak kuyruğun sonuna doğru ilerlerler. Önünde durduğu her adam kendisine " hoşgeldiniz efendim " demektedir. CB  de "welkam welkam tenkyu " diyerek cevap verir ama kuyruğun sonundaki adam fikir değiştirip " sizi görmek büyük şeref efendim " deyince bizimki,  ezberin dışına çıkıldığı, haliyle ne dendiğini anlayamadığı için Omar'a " bu adam ne dedi tercüme edermisin " diye sorar . Omar şaşkındır ama CB nin bu sorusuna anlam verememekle beraber saygısızlık yapmamak için soruyu tercüme eder. 

CB  yahu bu adamların hepsi ne güzel ingilizce konuşuyor sanki türkçe konuşur gibi  diye düşünmekten kendini alıkoyamaz. 


Kuyruk bitince, uçakla getirdikleri at arabasının hazır olduğunu görür. Kendisini karşılayan adam " arabanız hazır efendim "  deyip arabaya doğru seyirtirken,  bizimki yanındaki tercümana , " yahu bu adam ne güzel türkçe konuşuyor, sanki bir yerden tanıyor gibiyim " diye mırıldanıp adama döner " siz türkçeyi nasıl bu kadar iyi konuşabiliyorsunuz, sonra sanki ben sizi bir yerden tanıyor gibiyim. Dünya küçük kimbilir nerede karşılaşmıştık " diye şaşkın şaşkın bakınca adam kızarıp bozarır ve bizimkine dönüp " çok şakacısınız efendim , seyahat size çok yaramış, allah uzun ömür versin, başımızdan eksik etmesin.   Size dışişleri bakanı olarak hizmet etmek büyük onur " deyince bizimki kendisini karşılayanın Omar McChavush  olduğunu hayal meyal farkeder.  Kızarıp bozarırken Omar beyefendiye dönüp " yahu ben de Türkiyedeyiz zannettim, onun için hava olsun diye ingilizce konuşuyordum " deyiverir.

Zırhlı at arabasına binip  kalacağı otele doğru yola koyulur. 
ABD başkanıyla konuşmak için Kim Kardashian ve ailesini devreye soktuğu dedikodusu ortada dolaşmakta. 
Tabii inanıp inanmamak size kalmış. 

O, şu anda, enflasyon mu yoksa deflasyonun mu faizlerin ve dövizin yükselmesine dolayısıyla ekonominin uçmasına mani olduğunu  ekonomi uzmanları ile tartışmakta. 

Hayırlısı olsun diyelim.