23 Şubat 2015 Pazartesi

YUŞA HAZRETLERİ, NE OLUR BANA BİR KOCA .


Çocukluğumdan beri en büyük merakım, şu meşhur yatırların içindeki adamların özelliklerini araştırmak.

Tabii bu konuda bilgi toplamak bir hayli güç.

İlk kaynak müslüman kadınlar birliği olacakmış gibi geldi ama araştırınca böyle bir derneğin olmadığını anladım.

Diyanet İşlerine başvurdum, onlarda Yatır kayıtları tutmadıklarını söylediler.

Bunun üzerine internet de şehirlerin İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerinde bu bilgilerin tutulduğunu gördüm, hem de inanılmaz bir özenle.

Bulduğum 4 adet yatır ile ilgili bilgileri bir okuyayım dedim.Bir de ne göreyim .

Yatırlarda, yaşadıkları bile belli olmayan hayali kişilerin tabutlara koyuldukları varsayımıyla binlerce  zavallı tarafından ziyaret edilmesi tam bir komedi.

Bu yatırlardan en çok ziyaret edilen beykoz tepelerinde bulunan Yuşa hazretleri Türbesinde gelen ziyaretçilerden bir hanımla söyleşi yaptık.

-" hanımefendi hoş geldiniz "

-" hoş bulduk kardeşim allahümme bin selam el amentü bin kevser "

-" !!!!!! . hanımefendi anladığım kadarıyla Yuşa bey'i ziyarete gelmişsiniz "

-" Yuşa hazretlerinden bazı dileklerde bulunmaya geldim, rızası olursa inşallah dileklerim yerine gelecek "

- ne dilemeyi düşünüyorsunuz sorabilirmiyim "

-" söylemesem ! "

-"  aaa ne olur aramızda kalacak söz "

- Eee peki ozaman , zengin bir koca dileyeceğim "

- Siz daha önce de geldiniz mi buraya ? "

Kadın buradan gerçekten dileğine çare bulduğunu bana zevkle ispat edermişcesine, sevinçle;

-" Ayy 3 defa daha geldim, her dileğim yerine geldi vallahi, allah razı olsun Yuşa hazretlerinden"

Ben kadını kızdırmak için muzırca gülümseyerek sordum, -" ben pek inanmıyorum ama genede sorayım , birincisi neydi "

-" ayol koca tabii , hazret de verdi bi tane , ama adam 1 sene sonra öldü "
Ben gülümseyerek ikincisinin kaderini sordum.  Kadın acı içerisinde iç çekerek cevap verdi;

-" sorma kardeş ikincisine araba çarptı, öldü garibim. halbuki beni de ne sevmişti, haftada 2 gün beraber yatıyorduk "
-" !!!!!! . ben en iyisi üçüncüsünü sormayayım "

Hanımefendi peki siz Yuşa hazretleri diye biri olmadığını biliyormusunuz ? Burada da yatan birinin olup olmadığı bile şüpheliymiş. Yani Yuşa diye biri yaşamamış ve burada kimsede yokmuş.

-" ayol ben 8 senedir 17 metrelik mezarında etrafında boşu boşuna mı dönüp durmuşum yani . hadi git yalancı , seninle konuşanda kabahat zaten . Zaten ilk bakışda ne mal olduğunu anlamıştım da işte"

-" Aaa hanımefendi böyle söylemeyin lütfen . Sonra zaten 17 metrelik mezar olur mu. Hiç mi düşünmediniz "

-" Firavunların mezarlarını görmediniz mi? adamları at arabalarıyla beraber gömmüşler. Yuşa hazretimizi de belki bazı eşyalarıyla gömmüşlerdir. Sonra kendisi 3 metreye yakın uzunluktaymış "

- Haaa evet hanımefendi, Hatta onu gömerken buzdolabı, çamaşır makinesi, dikiş makinesi gibi beyaz eşyalarla gömmüşler. Belki yukarıda lazım olur diye "

Kadının beti benzi atmıştı ve bana sanki saldıracakmış gibi bakıyordu. Daha fazla kızdırmamak için uzaklaşmayı tercih ettim ama giderken de ufak bir dokundurma yapıverdim.

-" kolay gelsin hanımefendi, bari Yuşa amcaya söyleyin, bu sefer erken ölecek koca göndermesin "

Kadın çantasını sallayıp -" yürü git zındık herif, münasebetsiz ne olacak. Kocamı alıp gelirsem televizyon istasyonuna  görürsün. Gel aslan kocacım gel " .

İşte böyle sayın okurlar hergün binlerce manyak yatırlara koşup dilekler diliyor, boş mezarlara dualar okuyor.

Onun yerine, yeri göğü yarattığına inandıkları tanrılarına dua edip, dilekte bulunsalar daha iyi olmaz mı .

Olur da eminim tanrı dilekleri duyunca kaçar gider.

Bir ses duyar gibi oldum .

İmdaaaaaattttttt

20 Şubat 2015 Cuma

KARDAN ADAM YAPMAK GÜNAH MI ??


Gene kış geldi, kar yağdı ve hepimiz sevinçle bahçeye koşup kardan adam yapmak için sabırsızlanıyrduk.

En yakındaki manava gidip iri bir havuç aldık. Kömürlükte, kardan adamımıza göz yapmak için 2 adet kömür aradık durduk.
Bulamayınca  2 adet siyah zeytini torbamıza koyduk .

Babamızın eski şapkalarından birini çaktırmadan zulaya attık .
Kapıcımızın bahçemizi süpürdüğü saplı çalı süpürgesini de çaktırmadan bahçenin bir köşesine sakladık .

Sonracığıma bahçeye inip ufak bir kar topunu yuvarlaya yuvarlaya , kan ter içerisinde büyütmek için kıçımızı yırttık .ve sonunda harika bir şekil ortaya çıktı .

Gerçi  filmlerdeki gibi yuvarlak olmadı ama  varsın uzun olsundu..

Ona bir de eski pardesü giydirdik, burnunu takrık, kapkara gözlerini yerleştirdik. Eline süpürgeyi verdik
şapkayı da giydirdik .

Vayyy  be ne yakışıklı oldu . Tüm apartman sevgi dolu bakışlarla Kardan Adamımıza hoş geldin dedi.

Tam o sırada 3. katta yaşayan, daha doğrusu nefes alıp verme faaliyetinden başka yaşam belirtisi göstermeyen  komşumuz Yurt gazetesi muhabiri Abdülhamit Kahraman başını pencereden uzatıp da
-" çocuklar siz ne yapıyorsunuz , günah değil mi " demez mi .

Biz şaşkın vaziyette yukarıya bakıyoruz. En sonunda aramızdan biri cesaretini toplayıp  -" neden Abdül amca, neden günah ki " diye sordu.

Abdülhamit beyefendi, 500 küsür yıllarda peygamberin putları yıkmasından başladı amentü den devam etti, heykellerin insan yapısı putlar olduğuna kadar bize güzel bir vaaz geçti.

-" evladım bakın bu kardan adam insanlar tarafından yapılmış bir insan benzeridir. İnsanları ise ancak rabb-ül alemin yapma hakkına sahiptir.  İnsanın imalatı ancak allah tarafından gerçekleştirilebilir " demez mi .

Ben, allahın ceza verebileceği ihtimalini de göz önünde bulundurarak  cesaretimi toplayıp soruyu patlattım;
-" amca ama bu insan değilki biz onu kardan yaptık, bak kar kar bembeyaz kar ".

Adamı durdurmak mükün değil , açtı ağzını yumdu gözünü . -" lan zındıklar, kar'ı allah yağdırmıyor mu? allah karı size insan yapın diye mi yağdırıyor. Çabuk yıkın o kafir putu " .

Biz şaşırmış vaziyette bakarken, muzır kapıcımız  yardıma yetişti ve yukarıya bakarak .-" Abdülhamit bey amca, ben,  bunlar kardan adamı inşa ederken gerekli duaları okudum. Sen merak etme bu kardan adam okunmuştur. "

Abdül yobaz efendi şöyle başını sağa sola salladı ve   -" allah sizi islah etsin. bari şu sivri burnu indirin insanın aklına şey geliyor tövbe tövbe . "

İşte sayın okurlar, memleketimizden kar manzaraları .

Bari ben de gidip pencerenin önüne oturup, karı seyredeyim .

Kar'ı yanlış anlaşılmasın .